Bilgi, deneyim, uzmanlık, sosyal medya kanallarındaki fikir liderlikleriyle etki yaratan ve sadece Speaker Agency tarafından temsil edilen konuşmacı portföyüdür.
Sosyal medyada etki alanı yüksek ve kendi alanında fikir lideri konuşmacılar ile markaları dijital proje iş birlikleri ve marka elçilikleri kapsamında bir araya getirerek markaların iş sonuçlarına katkı sağlayan projeler geliştiriyoruz.
Sosyal yaşamımızda ciddi bir yere sahip olan iletişim, insan ilişkilerini daha sağlam bir temele oturtup içinde yaşadığımız toplumun bir parçası olmamızı sağlar. Elbette, iletişimin sosyal olduğu kadar biyolojik bir olgu olduğunu da göz ardı edemeyiz.
Beyinlerimizin evrimleştirdiği üstün iletişimbecerileri, diğer insanlarla etkileşime girmemizi ve onların bize gönderdiği iletişimsel sinyalleri işleyip tepki vermemizi sağlar. Bu sayede bir birey olarak var olabilir; ihtiyaçlarımızı, duygularımızı ve düşüncelerimizi iletişim araçları ile aktarabiliriz.
Beynin iletişim mekanizmasını nasıl kontrol ettiğini bize gösteren, bu mekanizma hakkında ufuk açıcı bilgilere sahip olmamızı sağlayan bilim dalı ise sinir bilimidir. Peki, sinir bilimi bize etkili iletişim konusunda ne söyleyebilir? Bu içerikte bu konuya değineceğiz.
Sinir Bilimi Nedir?
Canlı vücudunun en karmaşık bölümleri arasında yer alan sinir ağı, canlının hareketlerini ve çevreyi algılamasını sağlayan bir organ sistemidir. Bu sistemi inceleyen bilim dalı ise nörobilim veya sinir bilimi olarak adlandırılır. Sinir biliminin başlıca amaçları arasında sinir sisteminin her açıdan incelenmesi ve araştırılması yer alır. Bu sistemin evriminden gelişimine, fonksiyonundan yapısına kadar her türlü konu, sinir biliminin alanı dahilindedir.
İletişim de sinir sistemi tarafından mümkün kılınan bir eylemdir. Peki sinir bilimi bize iletişim hakkında nasıl bir veri sunabilir? Biz bu veri ile ne yapabiliriz? Gelin bu soruların yanıtını birlikte bulalım.
Sinir Bilimi ve İletişim Arasındaki Bağ Nedir?
Dev Bir Orkestra
Beynimizi bir nevi orkestra olarak görsek yanılmış olmayız. Bu orkestranın farklı üyeleri, konuşma başta olmak üzere, tüm fiziksel iletişim araçlarını kontrol eder.
Konuşmayı kontrol eden loblar, beynimizin ön tarafında yer alır. Beynimizin sol yarım küresinin ön kısmında bulunan Broca alanı, ses üretimi işlevlerini yürütür; bu alan aynı zamanda ağız hareketlerini kontrol eden motor korteks bölümüne de bilgi gönderir. Sesli veyazılı iletişim araçlarını, dili ve dilsel sinyalleri algılayan, işleyen ve anlayan bölüm ise Wernicke alanıdır.
Elbette, Broca ve Wernicke alanları bağımsız hareket eden alanlar değildir. Arcuate fasciculus adı verilen sinir fiberleri, bu iki bölümü birbirine bağlayarak sözcükleri çıkarmamızı ve dil aracılığıyla aktarılan kavramları anlamamızı sağlar.
Son olarak, beyincik olarak da adlandırılan, beynimizin arka tarafında yer alan bölüm ise kas hareketlerini kontrol eder. Ağzımızı açıp kapamak, dengede durmak, kol ve bacaklarımızı hareket ettirmek gibi başlıca eylemlerden sorumlu olan bu bölüm, dilsel verileri işlemekten de sorumludur.
Duygu ve İletişim Bağlantısı
Etkili iletişim dendiğinde akla gelen ilk şeylerden birisi de duygu ve düşüncelerin doğru biçimde yansıtılmasıdır. İletişimi ciddi biçimde etkileyen duygulardan da beynimiz sorumludur. Kişiliğimizi var eden, duyguları işleyen ve kontrol eden bölümü ön loblardır. Yukarıda da belirtildiği gibi beynin bu bölümü, konuşma ve iletişim araçlarını anlamlandırma gibi işlevlerden doğrudan sorumludur.
Psikolojimizin yapı taşları arasında yer alan duygular ve tecrübeler, farklı durumlar karşısında verdiğimiz tepkileri de belirler. Buna iletişim sırasında karşımızdaki kişiye yaklaşımımız ve kullandığımız iletişim biçimleri de dahildir. Çoğu zaman iletişim araçları, duygu ve düşünceler ile yönlendirilir. Kendimizi tehdit altında hissediyorsak konuşma biçimimiz kendimizi savunmaya yönelik olur. Ancak tam tersine, kendimizi rahat hissediyorsak daha paylaşımcı ve “savunmasız” bir iletişim biçimi ve karşımızdaki kişiye samimi bir yaklaşım sergileriz.
Bütün bunlardan yola çıkarak beyin, duygular ve iletişim kavramları arasında doğrudan bir ilişki olduğunu söylememiz mümkündür. Bu sebeple, iyiiletişim kurmak ve başarılı bir konuşmacı olmak için duygularımızı daha iyi anlamaya önem verebiliriz.
Sözsüz İletişimin Kaynağı
Kullandığımız telefonlardan televizyondaki reklamlara kadar, iletişim dünyamızın büyük bir kısmında sözlü ve yazılı dil ağırlıktadır. Ancak iletişimin sözlü araçlardan daha fazlası ile gerçekleştirilen bir edim olduğunu söylemeliyiz. Zira ifade güçleri kısıtlı olsa dahi mimikler, jestler ve vücut hareketleri doğru kullanıldığında sözlü iletişimden daha etkili bir hâle gelebilir. Bunun başlıca sebebi sözsüz iletişim araçlarının somut işaretlerden oluşmasıdır. Bu somut işaretler sayesinde sözlü anlatımı görsel bir araç ile destekleyebilir, konuşmamıza vurgu ve duygu katabiliriz.
Tüm vücut fonksiyonlarımız gibi sözsüziletişim de beynin karmaşık sistemleri tarafından mümkün kılınır. “Ayna nöronlar” adını verdiğimiz nöronlar, bir hareketi yaptığımızda veya yapan bir başka canlıyı gördüğümüzde devreye girer. Özellikle farklı kişilerin yaptığı hareketleri gözlemlerken aktif olan bu nöronlar, sanki hareketi kendimiz yapıyormuşuz gibi davranır. Böylece çocukluğumuzdan başlayarak çevremizdeki kişilerin jest ve mimiklerini öğrenir ve bu hareketleri kendi iletişim şeklimizin bir parçası hâline getiririz.
Sözsüz iletişim ile yakından ilişkilendirilen ayna nöronlar, beyin ve öğrenme ilişkisi açısından eşsizdir. Zira bu nörolojik yapılar, diğer insanların eylemlerini taklit yoluyla anlamlandırmamızı sağlar. Bu sayede, farklı davranışların altında yatan anlamları okuyup çıkarımlarda bulunabilir, bize gönderilen fiziksel sinyalleri işleyebiliriz.
Sinir Biliminden Nasıl Faydalanılabilir?
Söz konusu etkili iletişim olduğunda, sinir biliminden faydalanmanın pek çok yolu ve avantajı vardır. Sürekli gelişen bu bilim dalı; iyi iletişim kurma, daha etkili bir lider olma ve duygusal zekâmızı geliştirme gibi pek çok konuda fikir sunar.
İyi İletişimin Sırrı
İletişim, beyin tarafından yönetilen bir sistem olarak görülebilir. Bu sistemi tanımak ise bize insan ilişkilerimizi daha etkili ve verimli bir şekilde kurma imkânı tanır. Sinir bilimi bize iletişim sistemini koruma konusunda yardımcı olur.
Beyin ve iletişim arasındaki bağlantıyı inceleyen sinir bilimi, sözlü ve yazılı iletişim hakkında ufuk açıcı veriler sunar. İnsan beyninin ve iletişim mekanizmasının nasıl çalıştığını anlamamıza olanak tanıyan bu veriler, iletişim biçimimizi nasıl geliştirebileceğimizi de bize öğretir.
Sinir bilimden öğrendiklerimiz ise bize sosyal bağlarımızı kuvvetlendirme, diğer insanlarla etkili bir şekilde iletişim kurma olanağı tanır. Buna ek olarak iş hayatımızda da atılım göstermemizi mümkün kılan yeni beceriler kazandırır. Örneğin firmalarda yönetici pozisyonda çalışan veya pazarlama ile ilgili bir meslek yapan kişiler, başarılı bir iknacı ve müzakereci olmalarını sağlayacak tüm becerileri sinir bilimi sayesinde kazanabilir. Aynı zamanda, sürekli toplantılara giren ve sunum becerilerini geliştirmek isteyen kişiler de sinir biliminden faydalanabilir.
Nöro Liderlik ile Etkili Yönetim
Etkili yönetimin anahtarı, iyiiletişim yöntemleri kullanmaktan geçer. Nöro liderlik olarak adlandırılan yaklaşım ise iş dünyasında büyük bir popülerlik yakalamıştır.
Bu yaklaşım; beynin öğrenip değişen bir yapı olduğunu ve duyguların karar vermede önemli bir role sahip olduğunu kabul eder ve iyi bir liderin bu gerçekler bağlamında hareket etmesi gerektiğini savunur. Çalışanlarını dinleyen, onları anlayan, onlardan öğrenen bir lider; çalışanlarının ihtiyaçlarını en iyi şekilde tespit edip performanslarını arttırmada onlara yardımcı olabilir. Bunun yanında, nöro liderlik yöntemlerinden faydalanan bir lider, hatalardan veya eksikliklerden ders çıkararak kendini sürekli geliştirmeyi hedefler. Bir nöro lider, ekip arkadaşlarının “dilinden anlar” ve onlarla iletişim kurarken güçlendirici, kucaklayıcı bir dil kullanır.
Nöro liderlik yöntemlerini etkin bir biçimde kullanan, iletişimden anlayan ve ekibini kontrol etmesini iyi bilen bir yöneticinin kriz yönetimi konusunda da profesyonel bir yaklaşım sergileyeceğini söylemek de mümkündür. Bu profesyonel yaklaşım, özellikle çalışan ve yönetici arasındaki ilişkilerde kendisini gösterir. Zira kriz durumları, çalışanların psikolojilerini olumsuz etkileyip performanslarını düşürebilir. Bu sebeple iyi bir lider yalnızca krizi kontrol altına almakla kalmamalı, ekibini de bu krizden en iyi ve sağlıklı şekilde çıkarmalıdır. Bunun için de iyi iletişim ve anlayış şarttır.
Eğer nöro liderlik hakkında daha fazla şey öğrenmek istiyorsanız, Uzman Doktor Kerem Dündar’ın videoları konuyu anlamak açısından çok önemli olacaktır.
Duygusal Zekânızı Geliştirin
Empati, anlayış ve genel olarak duygusal zekâ; sinir bilimin bize sunduğu veriler ile geliştirilebilen niteliklerdir. Beynin duyguları nasıl işlediğini anlayarak diğer insanlarla ilişkilerimizi çok daha anlamlı ve derin bir seviyeye çıkarabiliriz. Empati ve duygusal zekânın etkili iletişimdeki yerini de düşünürsek, böylesine bir gelişimin hem sosyal hem de profesyonel yaşamınızda size fayda sağlayacağını öngörebiliriz.
Duygusal zekâyı geliştirmenin günlük yaşamda, tanıdıklarımız ve sevdiklerimizle iletişim kurarken bize sağlayacağı en büyük avantaj onları daha iyi anlamaktır. Davranışlarımızın ve tutumlarımızın farklı insanlar üzerindeki etkisi, daha dikkatli ve bilinçli bir birey olmanızı sağlar. Bu sayede iyi bir dinleyici olma yolunda adım atabilir, bilinçli ve etkili bir iletişimin kapısını aralayabilirsiniz.
Bunun yanında, duygusal zekâmızı geliştirmemiz iş hayatında da bize olumlu etkiler sunar. Örneğin çalışma arkadaşlarımızın duygularını ve ruh halini daha iyi anlayarak, iletişim biçimimizi buna göre belirleyebiliriz. Aynı şekilde, çalışanlarımıza daha açık ve kucaklayıcı bir ortam sunmanın yolu da onların duygularını, düşüncelerini ve hislerini daha iyi anlamaktan geçer. Dolayısıyla iş yerimizi daha uyumlu, çalışanlarımızı da daha mutlu bir hâle getirmek için duygusal zekâmızı geliştirmeye önem vermeliyiz.
Sinir Bilimi Konuşmacıları ile Keşfedin
İçeriğimizde ele aldığımız konuları ve daha fazlasını, ünlü sinir bilimi konuşmacılarından dinlemek isterseniz istediğiniz etkinliğe, toplantıya ve konferansa çağırabileceğiniz birbirinden profesyonel sinir bilimi konuşmacısına, Speaker Agency aracılığıyla ulaşabilirsiniz. Ekibimizin bir parçası olan uzman sinir bilimi konuşmacıları, alanlarındaki en güncel gelişmeler ve bu gelişmelerin etkili iletişimde nasıl kullanılacağı ile ilgili ufuk açıcı bilgileri ekibinize sunmaya hazır.
Speaker Agency ekibinin bir parçası olan danışman, konuşmacı ve profesyonel koç Onur Tuğman ile London School of Mind kurucusu Uzman Doktor Kerem Dündar; tecrübeleri ile size eşsiz bir deneyim sunmaya hazır.