Özlem Güsar, Dicle Yurdakul ve Etkileyici Sunucularla Tanışın

Speaker Agency olarak, Inspire & Impact etkinliklerimize bir yenisini daha ekledik. 27 Şubat tarihinde Kolektif House Maslak-Kolounge’de üçüncüsünü gerçekleştirdiğimiz etkinliğimizde yine birbirinden değerli konuşmacıları katılımcılarla buluşturduk. 

Etki ve ilhamın uzmanlıkla birleştiği Inspire & Impact etkinliklerimize “yapay zeka”, “duygusal zeka”, “lüks tüketim”, “teknoloji” başta olmak üzere gündemimizi meşgul eden birçok konu masaya yatırıldı. 

Etkinliğe katılamayan misafirlerimiz için, bu ilham dolu konuşmalardan öne çıkan detayları ve önemli notları sizler için derledik. Hazırsanız, başlayalım!

Yeni Lüks Anlayışı: Entelektüel Sermaye ve Deneyim Tüketimi

Lüks marka ve stratejik iletişim danışmanı, aynı zamanda OGGUSTO'nun kurucusu Özlem Güsar, etkinliğimizde “Yeni Lüks: Entelektüel Sermaye” başlıklı bir konuşma gerçekleştirdi. 

Kariyeri boyunca lüks sektöründe geniş bir portföye sahip olan Güsar, lüksün şatafat olmadığını vurgulayarak başladı konuşmasına. “Yeni Lüks, Yeni Müşteri ve Yeni Biz”den bahseden Güsar; ne iş yaparsanız yapın, hangi sektörde olursanız olun, lükse biraz göz atmanızı öneriyor. Neden mi? Gelin bu sorunun yanıtını kendisinden okuyalım. 

“Lüks deyince sürdürülebilir bir başarıdan bahsediyoruz. Lüks tüketim, son 6 ayda ciddi krizlerle boğuşsa bile  dünyanın gayri safi milli hasılasından yüzde 50 daha hızlı büyüyor. Bu demek oluyor ki senelerdir sürdürülen bir başarı var. 

Lüks markaların 1940’larda ortalama yaşı 67. Günümüz verilerini incelediğimizde ise lüks markalar kategorisinde en yüksek değere sahip 10 markanın en genci 63 yaşında. 177 yaşında olan markalar bile var. Bu ne demek? İmparatorluklar çökmüş, koloniler kurulmuş, duvarlar yıkılmış, kuşaklar geçmiş, savaşlar başlamış ve bitmiş ama bu markalar hâlâ ‘lovemark’ olma özelliğine sahip. 

Dünyadaki neredeyse her şey piramidin en tepesindeki insanlara hizmet ederek başlıyor. Lüksün bugünkü trendlerine baktığınızda önümüzdeki 5 ila 7 sene arasındaki kitlesel trendleri takip ediyorsunuz. Çünkü en tepedeki müşteri en talepkâr, finansal olarak buna en fazla imkânı olan ve tabir-i caizse beklentisi en yüksek, en şımarık müşteri. Dolayısıyla bugünün lüksü çok hızlı bir şekilde yarının trendine dönüşüyor.” 

Neden lüksü takip etmemiz gerektiğini bu sözlerle aktardı Güsar. Lüksün DNA’sında en iyi ham madde, en kaliteli işçilik, en iyi servis ve en iyi tasarımın olduğunu belirten Güsar diyor ki: 

“Bunlar aslında insanoğlunun en doğal hakkıdır. Ancak ulaşılamaz olmaz lüksün DNA’sında var. Az bulunan markaların ciroları yükselişte.”

Günümüzde deneyim lüksü trendinin yükselişte olduğuna dikkat çeken Güsar; gastronomi, seyahat, spa gibi konuların popülerleşmesinin lüksün yeni tanımı ile ilgili olduğunu söyledi. Güsar, sözlerine şöyle devam etti: 

“Kendimizi iyi hissetmek ve zenginleştirmek istiyoruz. Bu nedenle deneyim lüksüne yöneliyoruz. Lüks mantıkla değil, kalp ile alınan bir şeydir. Sadece mantıkla onu realist hale getirmeye çalışıyoruz.”

Dünya bir değişim ve dönüşüm içerisinde. Ancak Güsar’a göre değişmeyecek üç şey var. Bunlar; biricik olan ilgi, sanatın yükselişi ve insanların satın alma ihtiyacı. Güsar, özellikle önümüzdeki 5 yıl içinde yolu sanattan geçmeyecek olan her markanın işinin çok zor olacağını vurguladı. 

Peki lüksü neden satın alıyoruz, neden lüksün peşinden koşuyoruz. Yapılan bir araştırmadan da yola çıkarak bu soruyu yanıtlayan Güsar, “Hayallerine kavuşmak ve egoyu tatmin etmek için alanlar yeni zenginler. Ürünün kalitesinin keyfini çıkarmak, yeniliği ve yaratıcılığı takip etmek için alanlar daha eski zenginler. Bir de özel bir grubun parçası olmak, başkasının hayranlığını kazanmak için alanlar var. Örneğin Harley Davidson almak bir motosiklet almak değildir. Bir grubun parçası olmaktır.” dedi. 

Yapay Zeka ve Duygusal Zeka: Geleceğin Liderlik Modeli

Pazarlama, davranışsal nörobilim ve sürdürülebilirlik alanlarında uzmanlaşan Akademisyen ve Danışman Doç. Dr. Dicle Yurdakul, Inspire & Impact etkinliğimizde konuşma yapan bir diğer isim oldu. 

Yurdakul, “AI & Duygusal Zeka: İnsan ve Makinelerin Ortak Liderliği” başlıklı konuşmasında insan ile makinenin etkileşimini anlamaya odaklandıklarını söyledi. Yurdakul’un aklındaki soru ise şu: ”Yapay zeka ve insan beraber bir liderlik modeli kurabilir mi?”

Yurdakul, konuşmasına duygusal zekanın tanımını yaparak başladı. Duygusal zeka, duyguları anlayabilmek ve bu duygular üzerinden bir yol haritası, bir davranış biçimi geliştirebilmektir. Bu birliktelikte madalyonun diğer tarafından ise yapay zeka yani mantık ve analitik var. 

Duygusal zeka ile liderlik arasındaki ilişkiye dikkat çeken Yurdakul, yapılan bir araştırmadan örnek vererek şunları söyledi: 

“Duygusal zeka liderlikte en önemli kriterlerden bir tanesi. Duygusal zekası yüksek liderlerin çatışma ve ekip yönetme, ekipleri bir motivasyon doğrultusunda güdüleme konusunda diğer liderlerden %40 daha başarılı olduğu görülmüş.”

“Bir başka araştırmada kariyerinin orta kademisinde takılmış yöneticiler ile en üst seviyeye çıkmış yöneticiler arasındaki farklar nelerdir sorusuna yanıt aranmış. Teknik becerilerde bu iki grubun arasında ciddi bir ayrışma yok. Ama duygusal zekada en üst seviyeye çıkan yöneticilerde çok büyük bir ayrışma var pozitif yönde.”

İnsanlar duygusal zekasının geliştirebiliyor, peki ya yapay zeka? Yapay zeka bizim zeka kapasitemize varabilecek mi? Yurdakul, çok merak edilen bu sorunun yanıtını şu sözlerle veriyor:

“Şu anda makinenin vardığı nokta okuyabilmek, yani duygu analizi yapıyor. Diyelim ki bir komut verdiniz, o komuttaki mimiklerinizi inceleyerek sizin ruh halinize karar veriyor. Yani duygu okuyor, ses analizi yapıyor. Ama hissedip karşılık veremiyor. Temel duyguları tespit etmekte yapay insan ile eşit. Yani ben sizin duygunuzu ne kadar anlayabiliyorsam, yapay zeka da o kadar anlayabiliyor. 

Bu haliyle yapay zekayı işlerine entegre eden şirketlerin müşteri memnuniyeti özelinde yüzde 70 daha yüksek memnuniyet sonucu sonuç elde ettiğini biliyoruz. Yapılan bir başka araştırmaya göre ise, yapay zekayı duygusal zeka ile birleştiren şirketlerde çalışan bağlılığı yüzde 50 artmış.”

Peki yapay zeka ne yapamıyor? Yapay zeka ne hissettiğimizi anlayabiliyor ama bir bağlamın içine koyamıyor. Yani anlamlandıramıyor. Yani yapay zeka, bağlamda nüansta hata yapıyor ve anlam çıkaramıyor. 

Inspire & Impact: İlham Veren Buluşmalar ve Sunucularımız

Etki ve ilham yaratan buluşmalara imza atan Inspire & Impact etkinliğimizin açılışını Speaker Agency’nin Kurucu Ortağı Esin Kasa yaparken, organizasyonun geri kalanında ise moderatörlüğü: Eylül Görmüş ve Cengiz Ferhat Altay üstlendi.

Kendisini Speaker Agency Hayal Kurucusu olarak tanıtan Esin Aydemir Kasa, Speaker Agency’nin kurucu ortağıdır. Etkinlik küratörlüğü ve konuşmacı yönetimi konularında uzmanlaşan Kasa, ayrıca, "Kuliste Buluşalım" adlı podcast programını sunuyor. Kasa, Inspire & Impact etkinliğinin açılışını “Neden Bir Araya Geliriz” sorusuyla yaptı. 

Edebiyat Okuru, Kitap Eleştirmeni, Televizyon Programcısı Eylül Görmüş, Bloomberg HT TV'de "Pandora'nın Merakı" adlı programı sunuyor. KAFA Dergisi'nde yazılar yazan Görmüş, Ayrıca, "1 Kitap 1 Film" adlı podcast serisini üretiyor. Kendi web sitesinde kişisel kütüphanesindeki kitapları ve incelemelerini paylaşan Görmüş’ün Inspire & Impact etkinliğindeki “Edebiyat Ne İşe Yarar” başlıklı sunumı katılımcılardan yoğun ilgi gördü. 

Mizah Atölyesi'nin Kurucusu Cengiz Ferhat Altay, Kurumlar bünyesinde mizah odaklı atölye çalışmaları ve eğitimler düzenliyor. Mizahın ciddi bir iş olduğunu vurgulayan Altay, organik mizah kavramını hikâye anlatıcılığı ile özdeşleştiriyor ve bu iki unsurun önemini aktarıyor. Altay, etkinlikte “Mizah Ne İşe Yarar” başlıklı bir sunum yaptı.

Speaker Agency Talks etkinliklerine dair tüm gelişmelerden haberdar olmak için bizleri sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz. Speaker Agency Konuşmacıları hakkında detaylı bilgileri de yine web sitemizde bulabilirsiniz.