Bilgi, deneyim, uzmanlık, sosyal medya kanallarındaki fikir liderlikleriyle etki yaratan ve sadece Speaker Agency tarafından temsil edilen konuşmacı portföyüdür.
Sosyal medyada etki alanı yüksek ve kendi alanında fikir lideri konuşmacılar ile markaları dijital proje iş birlikleri ve marka elçilikleri kapsamında bir araya getirerek markaların iş sonuçlarına katkı sağlayan projeler geliştiriyoruz.
Eğitimden hizmet sektörüne kadar hayatın birçok farklı noktasında ciddi değişikliklere neden olan pandemi, turizmi ve insanların seyahat eğilimlerini de etkiledi.
2019 yılı Kasım ayında Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan COVID-19 pandemisi, 2020 yılı Mart ayından itibaren tüm dünyayı etkisi altına alarak her şeyin tamamen değişmesine sebep oldu. Neredeyse hayatın durmasına yol açan pandemi dolayısıyla günlük yaşantıda köklü değişiklikler başladı. Ancak yine de hiçbir sektör, pandemiden seyahat ve turizm kadar etkilenmedi. COVID-19 ile gelen sokağa çıkma yasakları sonrasında seyahatlerin azalması turizm sektöründe ciddi manada değişikliklere yol açtı.
COVID-19 nedeniyle alınan sağlık önlemleri kapsamında dünya genelinde birçok ülkede sokağa çıkma yasakları başladı. Bu dönemde online eğitime geçildi, evden çalışma teşvik edildi ve online alışveriş yükselişe geçti. Pandemi öncesinde kafe ve restoranlarda yapılan buluşmalar, çevrim içi platformlara taşındı. Diğer bir deyişle insanların evde kalması hem günlük rutinleri hem de tüketici trendlerinin değişmesine neden oldu.
Sokağa çıkma yasakları seyahat noktasında uzun süreli bir kesintiye yol açtı. Ek olarak ülkelerin yurt içi ve yurt dışı için koyduğu seyahat kısıtlamaları da dünyanın birçok yerinde seyahatlerin tamamen durmasına sebep oldu.
Tatiller askıya alındı ve yapılan rezervasyonlar ertelendi. Diğer yandan hastalığın yayılmasını önlemek amacıyla teşvik edilen sosyal mesafe uygulaması ise insanların toplu taşımadan uzaklaşarak şahsi araçlarıyla yola çıkmasına sebep oldu. Pandemi, dünya çapında her sektörü ve her kişiyi etkilese de turizm, pandemiden en sert şekilde etkilenen sektör oldu.
Bu inişli çıkışlı ve turizm sektörü için çalkantılı süreç nedeniyle tüketici alışkanlıklarının ciddi şekilde değişmesi de kaçınılmazdı. Pandemiden dolayı alınan sağlık ve seyahat önlemleri, sektörün bu yeni normale uyum sağlaması için yeni yaklaşımlar geliştirmesini sağladı. Bunun yanı sıra tüketicilerin de bir tatilden beklentileri değişti. Bununla birlikte pandeminin artık yavaş yavaş geride kalıyor oluşu kısıtlamaların da hafiflemesine olanak tanıdı.
Dolayısıyla turizm sektörünün hâlâ COVID-19 etkisinde olduğu söylenebilir. Sokağa çıkma yasaklarının sonrasında seyahatlerde bir patlama görülmesi de bunun en büyük örneklerinden biridir. Büyük bir kısmı evde geçen iki senenin ardından insanların doğayla daha iç içe olacağı alanlarda vakit geçirme isteğinin artması, sakin ve huzurlu tatiller için arayışa girmesi de salgının yol açtığı değişiklikler arasındadır.
Pandemi Gezi Alışkanlıklarını Nasıl Etkiledi?
Salgın kapsamında alınan tedbirlerin turizm sektörünü ve tüketicilerin seyahat eğilimlerini büyük ölçüde etkilediği rahatlıkla görülebilir. Dünya genelinde pandemi sonrası ile geçmiş yıllar kıyaslandığında ciddi bir fark vardır. Kısıtlama ve yasaklar hareketliliğin önüne geçtiğinden dolayı COVID-19 sonrasında turizm gerilemişken özellikle 2023 yılıyla birlikte bu durum da tersine dönmeye başladı diyebiliriz.
Pandeminin bitmesiyle beraber kısıtlama ve yasaklar birer birer kalkarken hem yurt içi hem de yurt dışı seyahatleri artmaya başlamıştır. Başka bir deyişle sokağa çıkma yasakları ve seyahat kısıtlamaları insanların eve kapanmasına yol açarak seyahatleri durdururken pandeminin bitmesi de turizm sektörünün hızlı bir şekilde canlanmasına imkân tanımıştır. Neredeyse tamamı evde geçen bu 3 yıllık süreç sonrasında insanlar daha çok seyahat etmeye başlamıştır. Ancak hem seyahat hem de tatil alışkanları birçok açıdan eskiye göre oldukça farklılaşmıştır.
Seyahat Amacı
Yasak ve kısıtlamaların olduğu pandemi döneminde evde çok fazla vakit geçiren insanlar, seyahate çıkmak ve yeni deneyimler yaşamaktan oldukça uzak kaldılar. Bu nedenle pandeminin bitmesi herkes tarafından heyecanla beklendi. Bu süreçte yeni seyahatlere çıkmak isteyen birçok kişi kendisi için yapılacaklar listesi hazırladı. Ancak pandemi öncesiyle kıyaslandığında seyahatlerin amacı ve dolayısıyla yapılmak istenenler de değişmişti.
Uzun zaman evde kalmanın bir sonucu olarak artık insanlar seyahatlerinde daha özgür olmak istiyor. Bunu yakalayabilmek için ise kalabalıktan uzakta ve doğayla daha yakın olunabilecek yerler tercih ediliyor. Diğer yandan pandeminin artırdığı stres ve endişe de insanlarda sakin kalma ve kaygıdan arınma ihtiyacı yarattığından dolayı meditasyon gibi ruhu besleyen seyahat programları da oldukça ilgi çekiyor.
Doğada yapılan meditasyon kampları, mental açıdan sağladığı faydalarla salgından sonraki süreçte tercih edilen gözde seyahat planları arasındadır. Ancak içsel iyileşmenin yanı sıra fiziksel yenilenmeye olanak tanıyan seyahatler de sıkça tercih edilir. Spor kampları, meyve sebze toplama gibi yöresel aktivitelerin yer aldığı gezi programları ve arınma amaçlı tatiller de pandemi sonrasında öne çıkan alternatiflerdir.
COVID-19 öncesine kıyasla pandemi sonrasında insanlar daha farklı neden ve amaçlarla seyahat ediyor. Örneğin önceden yalnızca bir yılın yorgunluğunu atmak için tatile çıkılırken artık insanlar pandeminin yarattığı stres, korku ve kaygıdan kurtulup daha çok şey yaşamak istediği için planlar yapıyor. Farklı, yeni ve anlamlı deneyimler edinmek ve verimli zaman geçirmek seyahat amaçları arasında daha çok öne çıkıyor.
Pandemi sonrası süreçte dikkat çeken diğer bir seyahat eğilimi ise ailecek yapılan gezilerde insanların bilgi edinme ve kendini geliştirmeye imkân tanıyan turları tercih etmesidir. Aileler bunun için müze, antik kent ve önemli binalar gibi noktalara kültürel geziler yapabileceği destinasyonları seçer. Ayrıca çocukların bilim ve sanatla alakalı farklı kurslar alabileceği turlar da oldukça revaçtadır.
Rezervasyon Yöntemleri
COVID-19’un seyahat eğilimleri açısından değişikliğe yol açtığı bir diğer konu ise rezervasyon yöntemleri oldu. Pandemiyle birlikte internet hayatın ayrılmaz bir parçası haline geldiği yadsınamaz bir gerçektir. Alışveriş, iş ve eğitim hayatı neredeyse tamamen internet üzerinden gerçekleştirilirken rezervasyonlar da bu durumdan etkilendi. Gerek biletler gerekse konaklama için rezervasyonlar daha çok internet üzerinden yapılmaya başladı.
Çevrim içi rezervasyonlar, pandemiyle gelen dijital dönüşümün önemli bir örneğidir. Çevrim içi rezervasyonlar tüketicilerin güvenlik, seyahat bilgileri, varış noktasında yapılabilecekler gibi pek çok farklı değerli bilgiye ulaşmasına da yardımcı olur. Mobil uygulamaların kullanım kolaylığı sayesinde zahmetsiz bir şekilde dakikalar içinde rezervasyonun yapılabilmesi de son derece önemli bir avantajdır.
Yolculuk
COVID-19’un başlamasıyla birlikte hayatımıza giren kısıtlamalar ve yasaklar toplu taşıma kullanımının da azalmasına neden oldu. Çok fazla kişinin kullandığı otobüs, tren ve uçak gibi araçlar yerine pek çok insan kendi aracıyla seyahate çıkmaya başladı.
Dolayısıyla daha özgür bir seyahat imkânı sunan karavanlar da daha çok tercih edilmeye başladı. Başka bir deyişle yurt içi tatiller ve karayolu seyahat noktasında önemli alternatifler haline geldi. Diğer yandan Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği’nin raporuna göre havayolu yolcu trafiği 2019’da %41,7 iken 2022’de %68,5’e çıktı.
Konaklama
COVID-19 salgını seyahat konaklamaları noktasında da değişiklere yol açmıştır. Kendini güvende hissetme dürtüsü, hem alışkanlıkları hem de yolculukların hedefini değiştirmiştir. Örneğin daha önceleri, yani COVID henüz yokken insanlar ailesiyle ya da arkadaşlarıyla kalabalık bir şekilde çıktıkları seyahatlerde daha uzun yolculuklar yapmayı tercih ederdi. COVID sonrasında ise insanlar daha küçük gruplarla, belirli hedeflerle ve daha kısa yolculuk yapacak şekilde seyahate çıkmaya başladı.
Pandemiyle birlikte ortaya çıkan yeni gereksinimlere uyum sağlamak isteyen oteller yenilikler yaparak rezervasyonlarını artırmaya çalışır. Çünkü pandemi sürecinde seyahate çıkan kişiler gittikleri yerde daha çok kalabilecekleri ve daha fazla mahremiyete sahip olabilecekleri kiralık konutları tercih etmiştir. Bunun önüne geçmek için de oteller çalışma alanları ya da anahtarsız check-in gibi yeni deneyimler sunarak rezervasyonlarını artırmayı hedefler.
Güvende hissetme dürtüsüne ek olarak pandemi insanlarda daha özgür hissetme isteğini de tetiklemiştir. Tam da bu nedenlerden dolayı kalabalıktan uzak ancak doğaya yakın olan bungalov oteller, karavanlar, kamp alanları ve kiralık tekneler gibi konaklama noktaları daha çok tercih edilir oldu. Artan doğa turizmi talebi, uzmanlara göre pandemi sonrasında da kalıcı olabilir.
Tatil Süresi
Seyahatler için ayrılan süre de pandemiyle birlikte değişmiştir. Uzaktan ve hibrit çalışma sistemleri, bir iş yerine bağlı olmadan çalışma olanağı sunduğundan dolayı insanlar seyahatleri için artık daha fazla vakit ayırabilir.
Herhangi bir yerden çalışma imkânı ise tatil sürelerinin uzamasını sağlamıştır. Airbnb tarafından yayınlanan bir raporda 2019’dan bu yana 28 gün ve daha fazlası için yapılan rezervasyonların %30 arttığı belirtilmiştir. Bununla birlikte bu sayının önümüzdeki yıllarda da artacağı tahmin edilmiştir.
Speaker Agency ile En İyi Gezi Konuşmacılarına Ulaşın
Gezi konusunda güncel ve detaylı bilgiler edinmek için konunun uzmanlarını dinlemek büyük önem taşır. Siz de hem gezi hakkında bilgi edinmek hem de eşsiz bir deneyim yaşamak isterseniz Türkiye’nin en önemli gezgin, fotoğrafçı, belgeselci, araştırmacı, yönetmen yapımcı, gazeteci ve yazarlarından oluşan gezi konuşmacılarımızı inceleyebilirsiniz. Birçok önemli ismin yer aldığı gezi konuşmacılarımızdan dilediğinizi kurumunuza davet ederek konu hakkında uzman görüşleri ve kişisel deneyimler dinleme imkanı yakalayabilirsiniz.