Bilgi, deneyim, uzmanlık, sosyal medya kanallarındaki fikir liderlikleriyle etki yaratan ve sadece Speaker Agency tarafından temsil edilen konuşmacı portföyüdür.
Sosyal medyada etki alanı yüksek ve kendi alanında fikir lideri konuşmacılar ile markaları dijital proje iş birlikleri ve marka elçilikleri kapsamında bir araya getirerek markaların iş sonuçlarına katkı sağlayan projeler geliştiriyoruz.
Gelişen yeni teknolojiler sanat dünyasında devrim yaratmayı vaat ettiklerinde, sanat camiasında oluşan tedirginliği her seferinde hissedebiliyoruz. Son günlerde de bu tedirginlik doruk noktalara ulaşmış durumda. DALL-E-2 ve Midjourney gibi metni görsele çevirebilen yapay zeka destekli programların gelişmesiyle birlikte hepimiz sanat dünyasında yapay zekanın ayak seslerini duymaya başladık.
Gelişen yeni teknolojiler sanat dünyasında devrim yaratmayı vaat ettiklerinde, sanat camiasında oluşan tedirginliği her seferinde hissedebiliyoruz. Son günlerde de bu tedirginlik doruk noktalara ulaşmış durumda. DALL-E-2 ve Midjourney gibi metni görsele çevirebilen yapay zeka destekli programların gelişmesiyle birlikte hepimiz sanat dünyasında yapay zekanın ayak seslerini duymaya başladık.
Bu durum elbette geçimini sanat yolu ile sağlayan birçok sanatçıyı huzursuz etmiş durumda. Acaba bildiğimiz sanatın sonu mu geliyor?
Bu sorunun cevabını şimdilik tam olarak veremeyiz. Ancak tarih boyuncu buna benzer tartışmaların yaşandığını biliyoruz. 19. Yüzyılın ortalarında ortaya çıkan fotoğraf ve buna bağlı olarak gelişen fotoğrafçılık da benzer bir tedirginliği beraberinde getirmişti. O dönemde sanat alanındaki birçok duayen, fotoğrafı sanatın tembel bir ikamesi olarak yorumladı.
Bazıları da gelişen fotoğraf teknolojisi ile resmin artık tamamen ortadan kalkacağını düşündü. Ancak en sonunda fotoğrafın ve fotoğrafçılığın resimden çok farklı ve kendine özgü bir alan olduğu ortaya çıktı.
Benzer bir korku, yine 19. Yüzyılın sonlarına doğru video kameraların gelişmesi ve sinemanın ortaya çıkması ile birlikte de yaşandı. Ancak sinema, diğer sanat dallarının yerini almak yerine 7. Sanat olarak onlara katıldı.
Yapay Zeka ve Sanat Tartışmaları
Günümüzdeki tartışmaya dönecek olursak çoğunlukta olan bir takım eleştirmenler, yapay zekanın sanat endüstrisinin temel taşlarını bozacağına inanıyor. Çünkü bu tarz programların sanatın temel öğesi olan insani duyguları ortadan kaldıracağına inanıyor.
Öte yandan sanatçıların bir sanat eseri yaratma sürecinden geçmek zorunda kalmadan kendilerini ifade etmeleri daha kolay hale gelmesinden dolayı üretim aşamasında çok büyük bir kolaylık sağladığını düşünen küçük bir kesim de mevcut.
Yapay zekanın sanattaki etkisine olumlu yönde bakan bu insanlar, yapay zekanın ufkunu genişletmek isteyen bir sanatçı için sadece bir araç olduğunu da düşünüyor.
Bazı insanlar ise bu yeni teknolojinin toplumdaki insanın yerini alacağına ve dolayısıyla insan temelli sanata ihtiyaç olmayacağına inanıyor.
Yapay zeka sanatının nasıl kullanıldığına bağlı olarak bu durum olumlu ya da olumsuz bir olgu olarak görülebilir. Çünkü yapay zekanın sanat yaratmadaki rolü ve sanatçı ile yapay zeka arasındaki ilişki hala çok yeni ve gelişmekte olan bir süreç.
Şimdi konuyu daha iyi anlamak için yapay zekanın ne olduğunu, nasıl çalıştığını, kısıtlamalarını ve sanatçıların yapay zeka kavramlarını nasıl kullanabileceğini bağlam içine koyalım.
Yapay Zeka Sanat Yapabilir mi?
Yapay zeka, derin öğrenme ve benzeri teknolojiler kullanarak; resim, müzik, edebiyat ve hatta performans sanatları gibi birçok farklı sanat dalında üretim yapabilir.
Örneğin yapay zeka, görseller oluşturmak için kullanılabilecek bir dizi veri setine sahip olabilir. Bu veri seti; gerçek resimler, sanatsal eserler veya diğer kaynaklardan toplanabilir. Yapay zeka, bu veri setine dayanarak yeni resimler oluşturabilir ve hatta belirli stilleri veya özellikleri taklit edebilir.
Yapay Zeka Tasarım Yapabilir mi?
Benzer şekilde yapay zeka ile tasarım da yapabilir. Örneğin bir yapay zeka; giyim tasarımı, mobilya tasarımı veya diğer endüstriyel tasarım projeleri için kullanılabilir. Tasarım yapan yapay zekalar, belirli özellikleri ve gereksinimleri karşılayan yeni ve benzersiz şeyler oluşturabilirler.
Ancak yapay zekanın yaratıcılıkta insanların yerini tamamen alabileceği veya insan sanatçıların yarattığı türden duygusal bir anlamı yakalayabileceği konusu hala tartışmalıdır.
Yapay Zeka ile Sanatın Geleceği Nedir?
Postmodernistler sanatın geleceğini ölü, modernistler ise canlı olarak görüyorlardı. Ancak yapay zeka ile birlikte sanat, yeni bir hayata ve kavrama kavuştu. Tarih boyunca sanat, yapıldığı dönemi yakalamanın ve yansıtmanın bir yolu olarak görülmüştür. Şimdi de yapay zeka ile bilim kurgunun merceğinden görülebilir. Bu nedenle fütüristik kavramlara dönüştürülebilir.
Sanatsal yaratım sürecini, bireyin kendi varlığına ve çevresine ilişkin yorumlarından yola çıkarak yenilikçi bir eser yaratmanın bir yolu olarak açıklayabiliriz. Bu açıklamayı baz alarak sanatçının da günümüzdeki araçları kullanarak üretim yapmasını normal olarak karşılayabiliriz.
Ancak buradaki tartışmalar da sanat eserinin özgünlüğü üzerine oluyor. Örneğin Vincent Van Gogh’un eserlerini bilen biri, çok fazla sanat ve resim bilgisine sahip olmadan bir eserin onun tarafından çizilip çizilmediğini anlayabilir. Çünkü Van Gogh’un kendine has fırça darbeleri ve renk kullanımları vardır.
Elbette yapay zeka sanat eserinde bu tarz karakteristik özellikler beklememiz yanlış olur. Ancak bir sanatçı resim yapmak için fırçayı kullanmak üzere elini eğitmesi gibi, yaratıcısını yansıtan eşsiz bir sanat eseri üretmek için yapay zeka kullanımını da eğitebilir.
Öte yandan herhangi bir sanat biçiminde olduğu gibi artık önemli olan nihai sonuç değil, aynı zamanda ve her şeyden önce işimizle ilişkilendirdiğimiz söylem ve fikirdir. Sanatçı, yaratıcı sürecinde yapay zeka kullanımını haklı nedenlerle açıklayabiliyor olmalıdır.
Metinden resim üreten yapay zeka araçlarının henüz çok yeni ve emekleme aşamasında olduğunu söyleyebiliriz. Ancak bu araçlar muazzam bir hızla büyüyor ve gelişiyor. Diğer bir yandan da bu programların para kazanma odaklı olması yapay zeka destekli sanatın meşruiyeti ve etiği konusunda devam eden tartışmaları da beraberinde getiriyor.
Daha önce ifade ettiğimiz gibi yapay zeka destekli sanatla ilgili bu soruların çoğuna kesin ve net yanıtlar verebilmek için henüz çok erken. Ancak merak ediyorsanız, bu araçların nasıl çalıştığına ışık tutmak için buradayız.
Eser Özgünlüğü
Zeka unsuru, sanatta yapay zekayı bu kadar tartışmalı yapan şeylerden biri. Bu tartışmaların kökeninde uygulamaların sanat eserini oluşturma şeklinden kaynaklanıyor.
Midjourney gibi uygulamalar, zaten var olan resimleri bir araya getirmek yerine veritabanlarını referans olarak kullanır. Kullanıcılar, tarzlarına yön vermek umuduyla belirli bir sanatçının adını veya eserlerinin adlarını sisteme girebilir. Ancak oluşturulan görüntüler sanatçının gerçek çalışmasını içermeyecektir.
Yani yapay zeka bir sanatçının tarzını, kullandığı renkleri ve kullandığı objeleri kopyalayabilir ya da örnek olarak alabilir. Ancak sonuçta ortaya çıkan ürün son derece benzersiz olacaktır.
Yaratıcılık için Yeni Yolların Kilidini Açmak
Telif hakları uzmanları, yapay zekanın gelecekte telif hakkı yasalarını nasıl etkileyeceği konusunda hâlâ kararsız. Şu anda olduğu gibi yapay zeka uygulamaları genellikle belirli yönergelerine uyduğunuz sürece oluşturulan görüntüleri ticari olarak kullanma izni verir.
Dolayısıyla, bir sanatçıysanız, bu araçları yaratıcı sürecinize ne kadar dahil edeceğiniz size kalmış. Belki de yapay zeka düşüncesi sizi rahatsız ediyor ve ondan tamamen uzak durmayı tercih ediyorsunuzdur. Ya da yapay zekanın sanatta yeri olmadığını düşünüyorsunuzdur. Ancak en azından bu uygulamalar fikirlerin geliştirilmesine yardımcı olabilir.
Bu kusurlu araçları kullanmanın en eğlenceli yönlerinden biri, isteklerinizi yanlış yorumlamaları ve tamamen beklenmedik bir şey yaratmalarıdır. Bu sizi daha önce hiç düşünmediğiniz bir yola sokabilir ve zihninizi yeni yaratıcı olasılıklara açabilir.