İş dünyasının gündemi çoğunlukla 4-5 yılda bir değişiklik gösteriyor. Son 15 yılı dikkate alacak olursak sosyal medya, mobil teknolojiler, dijital pazarlama, inovasyon, yaratıcı yıkım, Endüstri 4.0 uygulamaları, dijital dönüşüm, uzaktan çalışma ve yönetim bunların arasında sayılabilir.
Sürdürülebilirlik ise yıllardır gündemden hiç düşmeyen, aksine giderek de yükselen bir gündem maddesi. Kurumların hayatta kalması, daha sağlıklı olması, çevreye ve topluma karşı daha düşünceli ve faydalı olması gibi önemli başlıkları bünyesinde barındıran sürdürülebilirlik; çoğu zaman anlaması da, anlatması da zor bir kavram. Uygulaması da bir o kadar zor. Küresel sürdürülebilirlik trendlerinden haberdar olmanın bizler için kritik bir önemi var. Gerek faaliyet gösterdiğimiz sektörlerde gerekse diğer alanlarda yürütülen sürdürülebilirlik faaliyetleri hepimizi için yol gösterici ve ilham verici olabilir.
Sürdürülebilirlik iletişimi prensipleri ise bizzat yürütmekte olduğumuz faaliyetleri, paydaşlarımıza etkili şekilde aktarmamızı sağlar.
Geleceğin Güçleri, Suçları ve Aşkları (Gelecek Trendleri)
Hızla gelişen teknoloji iş yaşamını ve özel yaşamı kökten değiştiriyor. Sadece işlerin yapılış şekli değil, suçların işleniş ve hatta aşkların yaşanış şekli de değişiyor. Dijital veri üretimindeki artış, bulut bilişim, yeni sensörler, 5G, yapay zeka gibi kavramlar ışığında yeni dünyayı kavramak ve anlamak, belki de hayatta kalmanın ön şartı olacak.
Dolandırılmak İçin Lütfen Tıklayın: Siber Güvenlik
2017 Mayıs ayındaki bir konferansta, dünyanın en zengin ilk 10 kişisinden biri olan, ünlü yatırımcı Warren Buffet’ın söyledikleri çok çarpıcıdır: “Teknolojinin bu kadar hızlı ilerlediği günümüz dünyasında insanlığın bir numaralı probleminin siber güvenlik olduğunu düşünüyorum.”
Siber güvenlik; hız kesmeyen teknolojik gelişmeler ve önümüzdeki 5 yılda kullandığımız tüm nesnelerin internete bağlı olmaya başlayacağı öngörüsüyle, yeni dünya ve yeni yaşam tarzımızın en çok ciddiye alınması gerekecek konularının başında gelmektedir.
Son derece basit ve uygulanması kolay güvenlik önlemleriyle siber suçların %90’ının önüne geçebiliyoruz ama bunu pek de önemsemediğimiz için siber suçlular karşısında çoğu zaman savunmasız kalıyoruz.
Internet of things (nesnelerin interneti) teknolojisi ise dünyayı bambaşka bir boyuta taşıyor. Kullandığımız otomobiller, ev eşyalarımız, giydiğimiz kıyafetler, tansiyon ve kan şekerimizi ölçen akıllı dövmeler, kontakt lenslerimiz, ve hatta kalp pillerimizin de internete bağlanmaya başladığı bir dönem yaşıyoruz ve bu da bizzat bizi hacklenebilir kılıyor. Yani önümüzdeki günlerde teknoloji korsanları tarafından ele geçirilenler sadece bilgisayarlarımız, cep telefonlarımız, banka hesaplarımız olmayacak.
Özellikle kurum çalışanlarının sık karşılaşılan siber güvenlik problemleri ile ilgili bilgi sahibi olması, bu problemlerin hangi sebeplerden kaynaklandığını öğrenmesi ve problemlerin önemli bir kısmından korunmasını sağlayacak basit yöntemler hakkında bilgilenmesi önem taşıyor.
Dijital Dönüşümün Ekonomi ve İş Modellerine Katkıları
Dünya Ekonomik Forumu’un (World Economic Forum) inisiyatifiyle 2011’den bu yana tartışılan, üzerine devlet yönetimi kademesinde konferanslar organize edilen, araştırmalar ve bütçelendirmeler yapılan Endüstri Devrimi 4.0, hem ekonomiyi hem de iş dünyasına kökünden değiştiriyor. Bu köklü değişimleri; sürücüsüz taşıtlar, 3D yazıcılar, ileri robotik ve yeni materyaller, büyük veri, yeni sensörler, nesnelerin interneti, paylaşım ekonomisi modelleri (Airbnb, Uber), yeni e-ticaret ve biyotaklitçilik başlıkları altında incelemek mümkündür.
Tüm diğer sanayi devrimlerinden farklı olarak dördüncü sanayii devrimi büyük bir yıkıcı güç olarak tam karşımızda duruyor. Kurumlar ve toplumların sadece sistemleri dönüştürmesi yeterli değil. Çalışanların bu değişime vereceği destek ve sağlayacağı uyum, sürecin başarısını belirleyecek.
Ekonomi ve iş dünyasında önümüzdeki 10 senede yaşanacak önemli dönüm noktalarına baktığımızda, halen yapmakta olduğumuz işlerin pek çoğunun yazılımlar ve bilgisayarlar aracılığı ile yapılacağını öngörebiliriz. Dijital dönüşümün kökten etkilemeyeceği tek bir iş alanı bile kalmayacak.
Dünya Ekonomik Forumu tarafından yapılan bir çalışmaya göre de şu anda ilkokulda okuyan çocukların %65’i çalışma çağına geldiklerinde, bugün ismi henüz belli olmayan işlerde çalışacaklar.
Önümüzdeki yıllarda bu dinamikler doğrultusunda rekabetin de kuralları değişecek. Tüm kurumlar, inovasyonun ön saflarında yer almak zorunda olacaklar.
Süper İnsana Doğru: Geleceğin Tıbbı ve Sağlık Teknolojileri
70’li yılların ilkel bilgisayarlarında, bir tümleşik devre üzerindeki transistör sayısı 2.300’dü.
1990’ların başında 1 milyon sınırı aşıldı. 2005 gibi 1 milyar sınırı aşıldı. iPhone’un son modelindeki çipte tam 6,9 milyar transistör kullanılıyor. Çok basit bir karşılaştırma yapacak olursak, bugün hepinizin elinde olan cep telefonlarının işlem gücü, 1969’da Ay’a giden Apollo 11’nin bilgisayarının işlem gücünün birkaç milyon katı kadar.
Buna ivmelenen getiriler yasası (Moore Yasası) diyoruz.
Hatta bazı alanlardaki maliyet düşüş hızı, Moore yasası grafiğini bile geçmiş durumda. Bunlardan biri de genom dizileme işlemi. Yani kabaca sizin genetik haritanızı çıkarma yöntemi. 2002’de bu testi yaptırabilmek için 100 milyon dolar gerekiyordu. Bugünse 500 dolara bunu yaptırabiliyorsunuz.
Henüz birkaç ay önce, Ekim 2018’de dünyada ilk kez ticari amaçlı bir 5G servisi kullanıma açıldı. Amerika’da 4 şehirde kullanılabiliyor henüz. Bugün yaygın kullanımda olan 4G’den yaklaşık 1000 kat hızlı bir teknoloji bu. 5G ile son yıllarda üzerine çok konuşulan giyilebilir teknoloji ve nesnelerin interneti çok daha verimli çalışmaya başlayacak ama bununla da kalmayacak, vücutların interneti dönemi başlayacak.
Size şöyle bir soru sorsam: Sigara mı içiyorsun? Yıpranmış ve yakında kanser olma ihtimali olan akciğerlerinin yerine minik bir alet takalım, bu sayede ömrünü yaklaşık 20 yıl uzatalım.
Daha mı hızlı koşmak istiyorsun? Usain Bolt’la kapışmak mesela. Tüm hücrelerine oksijen taşıyan alyuvarlarını alalım, yerine vücuduna milyarlarca nano robot salalım. Sen de değil 100 metreyi, 10 kilometreyi Usain Bolt hızında koş. Üzerine de hiç yorulma, hayatına aynen devam et. Bacak kemiğin mi kırıldı, gel bak sana bir protez takalım, bir süre sonra orada protez olduğunu bile unutacaksın. Protez kemiğe dönüşecek.
Şimdi her şeyi düzelttik, beyin eksik mi kalsın? Düşünme kapasiteni, hesap gücünü, hafızanı IBM Watson ile eşitlesek? Her an dünyanın en güçlü bilgisayarının tüm gücüne bulut teknolojisiyle erişebileceğin bir alet taksak ensene?
Yakında kahve falı bile tarihe karışabilir ☺ Nesnelerin interneti ve vücutların interneti ile biz insanların yaşadıkları tüm olayları, bunlara verdikleri fizyolojik tepkileri, genel olarak fizyolojik ihtiyaçlarını anlık olarak tespit edebileceğiz. Gelişmiş algoritmalar sayesinde o kişinin yakın gelecekte nelerle karşılaşabileceğini de büyük oranda tahmin edebileceğiz.
Dünya sağlık örgütü verilerine göre 1900’lü yılların başında ortalama insan ömrü 30 yıldı.
Bu grafik, 1700’lü yıllardan bugüne ortalama yaşam sürelerini gösteriyor. 1900’lerin başından bu yana insan ömrünün nasıl çarpıcı bir hızla uzadığına bakıp da bunun tesadüfen olduğunu düşünmek mümkün mü? Sağlık teknolojileri, ulaşım teknolojileri, inşaat teknolojileri, iletişim ve haberleşme teknolojileri geliştikçe daha uzun ve daha kaliteli ömürlere sahip olduk. Bu konuşmanın içeriği; bugün ve bundan sonrasında gelişmekte olan teknolojilerin insan ve toplumu nasıl geliştireceğini ve değiştireceğini kapsıyor. Yani kısaca süper insana doğru giden yolu hikaye ediliyor.
Mesleklerin, İş’lerin ve İş Modellerinin Dönüşümü ve Geleceği
Ekonomi ve iş dünyasında önümüzdeki 10 senede yaşanacak önemli dönüm noktalarına baktığımızda, halen yapmakta olduğumuz işlerin pek çoğunun yazılımlar ve bilgisayarlar aracılığı ile yapılacağını öngörebiliriz. Dijital dönüşümün kökten etkilemeyeceği tek bir iş alanı bile kalmayacak.
Dünya Ekonomik Forumu tarafından yapılan bir çalışmaya göre de şu anda ilkokulda okuyan çocukların %65’i çalışma çağına geldiklerinde, bugün ismi henüz belli olmayan işlerde çalışacaklar.
Dünya Ekonomik Formu (World Economic Forum / WEF), düzenli aralıklarla “İşlerin Geleceği” başlıklı öngörü raporlarını paylaşıyor. Sonuncusu Eylül 2018’de yayımlanan raporda oldukça çarpıcı öngörüler mevcuttu.
Rapordaki mevcut tahminler, önümüzdeki 4 yılda halihazırda var olan 1 milyona yakın işin yok olmasına karşılık, 1,74 milyon yeni işin ortaya çıkacağını söylüyor. Ayrıca 75 milyon tam zamanlı işin vardiyalı hale geleceği öngörülürken; insanlar, makineler ve algoritmalar arasındaki yeni iş bölümü 133 milyon yeni pozisyon yaratabilir.
Önümüzdeki yıllarda iş dünyasında fiziksel ofisler değerini yitirirken, uzaktan çalışan personel istihdamı popüler hale gelecek. Ayrıca şirketler, son yıllarda kalıcı personel istihdam etmek yerine dışarıdan profesyonel danışmanlık hizmeti satın alma ya da personeller ile geçici ve esnek ortaklıklar kurma fikrine daha sıcak bakıyor. Danışmanlık şirketi Morgan Stanley’in analizine göre ABD’de halen tüm çalışanların %35’i freelance olarak sürdürüyorlar işlerini. 2027 itibariyle bu oranın %50’yi geçeceğini öngörüyorlar.
Önümüzdeki yıllarda, şirketlerdeki çalışanların %35’inin, işlerindeki değişime göre yeteneklerini geliştirmek için 6 aya kadar ek eğitimlere ihtiyaç duyacağı belirtiliyor. Bu eğitimlerin büyük ölçüde, kullanılmaya başlanan yeni teknolojilere adaptasyon ekseninde şekilleneceğini söylemek mümkün. Gelecek 10 yılda İK departmanlarının dilinden düşürmeyeceği sözcük “Reskilling” olacak, yani “Yeni Beceriler İnşa Etmek”.
Yeni Nesil Liderler İçin Etkili Bir LinkedIn Kullanıcısı Olmanın İncelikleri
Günümüzde liderlik ve üst düzey yöneticiliğin gereksinimlerinden biri de dijital medyayı etkili ve bilinçli kullanmak. İş dünyasının en yoğun kullandığı kanal olan LinkedIn, tüm dünyada 700 milyon, Türkiye’de de 8 milyon dolayında kullanıcını bulunduğu bir sosyal medya kanalı.
Farklı sektörel dergiler ve bloglar tarafından pek çok kez Türkiye’de takip edilmesi önerilen LinkedIn kullanıcıları arasında gösterilen Dr. Sertaç Doğanay, Ocak 2022 itibariyle 155.000 takipçiye sahip. Kurmuş olduğu Teknoloji ve İnovasyon LinkedIn sayfası 70.000, Sürdürülebilir Bir Dünya sayfası da 15.000 takipçiye sahip.
Bu platformda kişisel marka yaratmak, kaliteli içerik yaratmak, yüksek etkileşim yaratmak, influencer pazarlaması, etkili kurumsal temsil gibi başlıkları kapsayan bir konuşma içeriği sunmaktadır.