Davranışsal Ekonomi, tutumu değil davranışı değiştirmeye odaklanan bir satış mimarisi yaklaşımıdır. Psikoloji ve ekonomiyi harmanlayan bir kuramdır ve tüketicilerin kendi çıkarları doğrultusunda davranmadıklarına dair değerli içgörüler sağlayarak marka lehine karar vermeyi kolaylaştıracak şekilde yeniden tasarlar. Akan Abdula, davranışsal ekonomi seminerinde, insan zihninin ne zaman ve nasıl hata yaptığını ve bu sistematik hataların veya önyargıların, tahmin edilebilir hale gelmesi için ne yapılması gerektiğine odaklanır. Seminerden alınan içgörüler,
tüketicileri daha akıllı ve daha sağlıklı kararlara yönlendiren ortamlar yaratmak için kullanılabilir.
Sunum Ajandası:
• Davranış Bilimleri Bize Neler Öğretti
• Beyin Nasıl Karar Verir?
• Beyin Hataları ve Satış
• Tüketici İrrasyonalitesini Daha Öngörülebilir Hale Getirmek
Algoritma Çağında İş Kültürü
Algoritmalar dünyayı çoktan ele geçirdi ve biz uzun zamandır yankı odalarında yaşar olduk. Peki coronavirüs bizi evlerimize hapsederken, yankı odalarımıza nasıl bir etki yaratacak? Bu sistem aslında gücünü Moore yasasından alıyordu. Moore Yasası, herkesin erişebileceği, giderek ucuzlayan ve milyonlarca etkileşimi anında sağlayan altyapılara değinir. Bu devri de öyle tanımlar. Altyapılara erişimin demokratikleştirilmesi dönemidir bu. Web ve mobil teknolojilerin ulaşılır hale gelmesi, bu ilişkilerin gelişmesini ve bilginin paylaşılma oranının hızlanmasını
sağlıyor. Bu bilgi sistemleri, insanların sıradan hayatlarında kurdukları herhangi bir etkileşimden sürekli ve eşzamanlı olarak dijital bilgi üretmeye başladı. Yarattığımız dijital gürültüden data üreten bu yazılımlar, peki gelecekte iş kültürümüzü nasıl etkileyecek? Geleceğin genç çalışan adaylarını nasıl etkileyecek?
Tutum Değiştirmeden Davranış Değiştirmek
Dünya yapay zekâ devrimine doğru giderken; son sanayi devriminin kriterleri ile marka ve kurumlarımızı yönetmeye son vermeliyiz. İkinci sanayi devriminden kalan öğretilerle, önce müşterimizin tutumlarını
değiştiriyoruz, sonra davranış değiştirip bizi tercihe etmesini umuyoruz. Oysa insan zihni çok kompleks. Tutumları pozitif olsa bile, bizi tercih etmeyebilir. Davranışlar her zaman tutumlardan beslenmiyor. Ayrıca büyük veri dünyasındayız. Yapay zekâ dünyasına doğru gidiyoruz. Robotlardan korkuyoruz ancak robotların soyut hali uzun yıllardır algoritmalar şeklinde tüm adımlarımızı takip ediyor. Algoritmalar tutumlarımızı değiştirmeden, davranış verisi üzerinden rahatlıkla davranışlarımızı değiştirebiliyor. Biz ise hala önce itibarı beslemeye
çalışıyoruz ki sonra davranışlar değişsin. Algoritmanın elinde bireyin iz verisi var olduğu sürece, ileride tutum değiştirmenin önemi daha da azalacak. Akan Abdula bu seminerde, tutum değiştirmeden davranış değiştirmenin yollarını anlatacak.
Sonuçlar Çağı
Dünya Covid ile birlikte ikinci kere sonuçlar çağına girmeye hazırlanıyor. Dünyada ve Türkiye’de tüketim alışkanlıklarında radikal değişiklikler gözlemliyoruz ve kimse bu çağı ertelemeler ve yarım önlemler ile
geçiremeyecek. Geçirmek isteyenler de biraz zaman kazanabilir elbet ama sonuçlarından muaf kalamazlar. Akan Abdula seminerde hem bu yeni çağın trendlerini hem de kurumların bu çağdan nasıl etkileneceğini anlatacak.
Gelecekte Var Olmanın Sırları
Günümüzün dinamik ve küresel pazarlarında, şirketler ve markalar rekabetin ön sıralarında yer almak için yarışıyorlar. Covid ve sonrasında şirketlerin başarısı açısından önem arz eden odaklarda da değişiklikler oldu. Bugünü benzersiz kılan çok sayıda gelişmenin başında, markalarımızı tehdit eden bambaşka unusrlar söz konusu.
Akan Abdula bu seminerde, gelecekte ayakta kalmak isteyen markaların ne yapması gerektiğini anlatacaktır. Bu sunumda büyük veya küçük şirketlerin uzun ömürlülüğüne katkıda bulunan farklı faktörleri anlatacağım. Yöneticilerin şirketlerinin veya markalarının uzun vadeli vizyonunu geliştirmek için nelere bakmaları gerektiğine odaklanacağım. Sunumumun nihai hedefi, geleceğe gidebilmek için nelerin işe yaradığını ve çalışanların dikkatlerini nereye odaklamaları gerektiğini göstermek ve düşünmeleri için ilham vermek olacaktır.
Verin Kadar Konuş(ma)
Büyük veri analizine 150 milyar USD harcadık. Araştırmalar 60 milyar USD civarında. Beyin dalgalarını veriye döndürdüğümüzü iddia ediyoruz ve önümüze gelen herkesi barkotladık. Ama tüm bunlara rağmen, araştırmalar gösteriyor ki bildiğimiz markaların/kurumların %70'i bugün yok olsa, insanların umurunda bile olmayacak. Bir yerde çok büyük bir hata yapıyoruz. Bir veri Rönesans’ı yaşıyoruz, ancak sonuçlar hiç Rönesans’a işaret etmiyor. Sorun veride değil, bizim veriye olan bakış açımızda ve veriyi okurken farkında olmadığımız beyin kusurlarımızda.
Bu sunumda veriyi analiz ederken, yaptığımız hatalar konusunda farkındalık artırılacaktır.
Covid Sonrası Zihnimiz
Bu kuşak pazarlamacıların karşılaştığı en büyük zorluklardan birisi ile karşı karşıyayız. Dahası, bu boyutta bir kriz mutlaka tüketici üzerinde kısa vadeli olduğu kadar, uzun vadeli bilinç dışı etkiler de bırakacaktır.
Akan Abdula, 45 dakikalık sunumunda sürekli takip ve bilin dışı verileri odaklı sunumunda, 6 ana başlığa odaklanacaktır: küresel piyasalar; ülkemizde kısa ve uzun vadeli tüketici davranış̧ değişiklikleri, Türkiye’de
hareketlenen dip dalgalar, Türkiye’de Covid sonrası örtülü̈ zihin, iletişim senaryoları ve kurumsal itibar hareketleri.