Bilgi, deneyim, uzmanlık, sosyal medya kanallarındaki fikir liderlikleriyle etki yaratan ve sadece Speaker Agency tarafından temsil edilen konuşmacı portföyüdür.
Sosyal medyada etki alanı yüksek ve kendi alanında fikir lideri konuşmacılar ile markaları dijital proje iş birlikleri ve marka elçilikleri kapsamında bir araya getirerek markaların iş sonuçlarına katkı sağlayan projeler geliştiriyoruz.
Spor dünyasında çoğu zaman kazananlar ve bazen de kaybedenler öne çıkar. Aslında her iki grubu birbirinden ayıran detay oldukça basittir. Başarmaya yönelik motivasyonu daha güçlü olan ve bunu gerçekleştirmek için yeterli özveriyi sergileyenler, her daim parçası oldukları branşta zirveye çıkar. Peki, sporda motivasyonu bu kadar önemli kılan etkenler nelerdir? İşte cevapları:
Motivasyon, hayatın pek çok alanında olduğu gibi sporda da başarıya ulaşılmasını sağlayan önemli etkenler arasındadır. Motivasyonu artırarak daha yaratıcı, liderlik özelliklerini çok daha net biçimde ortaya koyan, topluma pozitif anlamda yön veren bir sporcu yaratmak mümkündür. Aksi durumda, yani motivasyonun düşmesi halinde ise rekabet etmek artık zevk vermeyen bir süreç haline gelebilir. Girilen her turnuva veya yarışma, oynanan her maç tükenmişlik hissinin çok daha belirgin hale gelmesine neden olabilir. Bir sporcunun bu hissi yaşayıp yaşamadığını anlamak için şu noktalara dikkat etmek yeterlidir:
Gerektiği kadar pratik yapma isteğinin olmaması
Çalışma esnasında %100’den daha az efor sarf edilmesi
Antrenmanı atlama veya kısaltma isteğinde artış
Önceden belirlenen hedeflerle tutarsız çaba
Birçok sporcunun zihninde, iş bu noktaya geldiğinde bırakmanın en mantıklı ve kolay çözüm yolu olduğu fikri belirebilir. Dolayısıyla bir zamanlar ufukta çok net bir biçimde kendisini gösteren başarılarla dolu, uzun kariyer ihtimali yerini pes etme güdüsüne bırakabilir. Ancak kendi iç dünyalarından gelen ilhamı ve çevrelerini saran dünyadan edindikleri motivasyon kaynaklarını kullanan sporcular için durum tam tersidir. Gerçekten spor yaparken motive olmayı başarabilen ve bu etkiyi uzun süre koruyabilenler, branşlarında her daim anılmalarını sağlayacak çarpıcı başarı hikâyelerine imza atabilir. Bir sporcuyu bu konuma taşımak için aşağıda sıralanan davranış modelleri benimsenebilir.
Sporcu ile olumlu iletişimi artırmak
Onu motive edecek iyi bir rol modele dönüşmek
Motivasyonunu nasıl artıracağını anlamaya çalışmak
Gerektiğinde iletişim kurarak destek vermek
Sporcuyu kariyerinde daha ileri noktalara taşıyacak hedefler belirlemek
Olumlu pekiştirmeler yapmak
Takım çalışması ile yalnızlık hissini kırmak ve pozitif yönlerinin gelişmesini sağlamak
Spor Dünyasında Kabul Gören Motivasyon Teorileri
Spor dünyasında kabul gören ve sıklıkla kullanılan motivasyon teorileri şunlardır:
Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi
Sporcu motivasyonu söz konusu olduğunda en fazla yararlanılan teorilerin başında Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi gelir. Hiyerarşide, insan ihtiyaçları beş katmanlı bir piramit olarak modellenir. En alt katta fizyolojik ihtiyaçlar yer alırken bir üst basamakta güvenlik ile ilgili gereksinimler bulunur. Piramidin daha yukarı konumdaki üç basamağı ise en alttan üste doğru sevgi ve ait olma, saygı, kendini gerçekleştirme şeklinde sıralanır. Bireylerin tatmin olabilmesi için piramidin en alt katmanından başlanarak tüm ihtiyaçlarının sırasıyla karşılanması gerekir. Bu koşul sağlandığı takdirde bir sporcu tüm potansiyelini eksiksiz biçimde sergileyebilir.
Öz Belirleme Teorisi
Sporda motivasyon sağlama amacıyla kullanılan teorilerden bir diğeri ise Edward Deci ve Richard Ryan tarafından geliştirilen öz belirlemedir. Bu teoriye göre sporcuları başarıya taşıyacak güdüler içsel, dışsal ve duygusal olmak üzere üç farklı kategoriye ayrılır. Motivasyon ise büyük ölçüde sporcunun özerk olmasına, yeterliliğine ve ilgi seviyesine bağlıdır. Dolayısıyla bir sporcu kendisine verilen görevi yapmakta ne kadar özgür olursa, özellikle harekete geçme ve yüksek performans sergileme açısından motivasyonu da o kadar yükseleceği görüşü ağır basar.
Öz Belirleme Teorisi, organizmacı diyalektik bir yaklaşımdır. Yani insanlar, çevrelerindeki zorlukları aşma ve elde ettikleri yeni deneyimleri öncekilerle bütünleştirme eğilimine sahip aktif organizmalar olarak nitelendirilir. Bununla beraber bu eğilimler, içgüdüsel olarak işlemek yerine sosyal beslenme ve destekle aktif hale gelir. Haliyle mentorluk, bu teorinin olmazsa olmaz parçalarındandır.
Başarı Hedefi Çerçevesi
Bir teoriler bütünü konumundaki Başarı Hedefi Çerçevesi’ne göre güdüler, bir görev veya ego odaklı olabilir. Zira başarılı olma arzusu içerisindeki çoğu sporcu, zaman zaman kendilerininkini başkalarının güdüleri ve sonuçları ile karşılaştırma eğilimine girebilir. Bu durumda sporcu başarıya olan inancını korumakta ve daha öz güvenli olmakta zorlanabilir. Başarı hedefi teorileri kapsamında bir sporcunun görev ve/veya ego ile ilgilenme olasılığı, bu amaca bağlılık durumlarına yönelik yatkınlıksal eğilimlerden etkilenebilir. Yani insanlar, belirli bir bilişsel gelişim düzeyine ulaştıklarında görev dereceleri ve ego yönelimleri farklılaşabilir.
Başarı Hedefi Çerçevesi, sporda eğilimsel yönelimleri değerlendirmek için geçerliliği ve güvenilirliği kanıtlanmış iki araca sahiptir. Bunların ilki, Sporda Görev ve Ego Yönelimi Anketi’dir. Diğeri ise Başarı Algıları Anketi adını taşır. Her iki araç kullanılarak birey bazlı başarı hedeflerini belirlemek ve bunlara yönelik motivasyon sağlamak ciddi miktarda kolaylaşır.
Spor Dünyasında En Sık Kullanılan Motivasyon Teknikleri
Spor dünyasında kendilerini zirveye taşıma amacındaki isimlerin nasıl başarılı olduklarına odaklanıldığında, dört farklı motivasyon tekniğinden yararlandıkları kolaylıkla fark edilebilir. Hedef belirleme, dışsal ödüllerin kullanımı, motive edici müzik dinlemek ve pozitif kendi kendine konuşma adını taşıyan bu dört teknik gerektiğinde ayrı ayrı kullanılabilir. Ancak optimum etkinin sağlanabilmesi için tümünün karma biçimde uygulanması çok daha yaygın biçimde tercih edilen bir seçenektir.
Hedef Belirleme
Hedefler, spor dünyasında ateşleyici güce sahip motivasyon kaynakları konumunda yer alır. Birçok sporcunun kariyerinde zirveye ulaşmalarına yardımcı olacak hedeflerin seçiminde, mentorluk yapan kişinin farklı teorilerden yardım alması gerekebilir. Motivasyonu sağlamak için çoğu zaman sporcular birkaç iddialı ama ulaşılabilir uzun vadeli hedefe teşvik edilmelidir. Tabii bu doğrultuda seçim yapılırken sporcunun içerisindeki başarıya ulaşma güdüsünü canlı tutacak kısa ve orta vadeli hedefler de unutulmamalıdır.
Dışsal Ödüllerin Kullanımı
Öz Belirleme Teorisi’ne göre dışsal ödüller etkili bir şekilde kullanıldığında, bir sporcunun hedefine ulaşma konusunda kendisine olan güveni artabilir. Fakat bu tarz bir ödül, doğru güdüyü sağlayabilmesi için kontrol edici olmaktan ziyade maçın adamı, en savaşçı bisikletçi gibi diğer sporculardan ayırt edici nitelik taşımalıdır. Çünkü sporcuda kontrol edildiği hissi uyandıran ödüllendirmeler, iç motivasyon seviyesini kayda değer oranda azaltabilir.
Motive Edici Müzik Dinlemek
Antrenman veya müsabaka öncesinde sporcuları motive etmenin belki de en pratik yolu, ilham verici tarzda müzik listesi oluşturup onlara dinleme alışkanlığı kazandırmaktır. Bu kapsamda sporcunun aktif olacağı dönem esnasında veya öncesinde harekete geçirici parçalar seçilebilir. Dinlenme süreci içinse Sidney Olimpiyatları’nda kürekte altın madalya kazanan Tim Foster’ın yaptığı gibi yumuşak ve yavaş seçenekler tercih edilebilir.
Pozitif Kendi Kendine Konuşma
Spor dünyasında sık kullanılan motivasyon teknikleri arasında sporcunun kendi kendine pozitif konuşma yapması da yer alır. Bu yöntem ile ilgili verilebilecek en iyi örnek olaraksa Muhammed Ali’nin “Yeterince söylersem, dünyayı gerçekten en iyisi olduğuma ikna edeceğimi düşündüm,” sözü verilebilir. Bir sporcunun defalarca ”yapabilirim, başarabilirim, bu ödül bugün benim olacak” gibi motive edici kelimeler kullanması, hedefine ulaşma konusunda yeterli mental ivmeyi kazanmasına yardımcı olabilir. Yakın tarih boyunca başarılı olmuş kişilerin motive edici sözleri de ilham verebilir. Tabii bu başarının elde edilmesi için fiziksel açıdan yeterli düzeyde olunması gerektiği de unutulmamalıdır.
Spor Dünyasından Dikkat Çeken Motivasyon Odaklı Başarı Öyküleri
Michael Jordan ve Tüm Zamanların En İyi Olmasını Sağlayan Motivasyonu
Michael Jordan, NBA ve şampiyonluk kelimeleri yan yana kullanıldığında ilk akla gelen isimlerin başındadır. Hatta birçoklarına göre basketbolda tüm zamanların en iyisi konumunda yer alır. Jordan’ın bu konumda olmasının en büyük nedeni, kariyeri boyunca hiçbir zaman azalmayan kazanma motivasyonudur. Kariyerinin ilk 10 yıllık döneminde oynadığı oyunla herkesi büyüleyen MJ, 1990’larda bu motivasyonuyla takımına 6 şampiyonluk kazandırır. Kazanmaya olan inancını ise şu sözlerle açıklar:
“Kariyerim boyunca 9 binin üzerinde şut kaçırdım ve 300’e yakın maç kaybettim. Üstelik bunlardan bazılarında maç kazandıracak son top bana emanet edilmişti ve ben şutu sokmayı başaramadım. Tam 26 defa tekrarlanan bu durumdan dolayı bir kez bile umutsuzluğa kapılmadım. Tüm bunların bir kez olsun kazanma motivasyonumu olumsuz yönde etkilemesine izin vermedim.”
Sandeep Singh ve Hayranlık Uyandıran Geri Dönüş Öyküsü
Profesyonel bir çim hokeyi oyuncusu olan Sandeep Singh’in öyküsü, motivasyonun yalnızca kazanmak için değil; aynı zamanda geri dönüş için de önemli olduğunu kanıtlar. Formda olduğu dönemde sahalarda boy gösteren en güçlü oyuncular arasından sayılan Singh, bir tren yolculuğu esnasında silahlı saldırıya uğrar. Bunun sonucunda da felç geçirir ve iki sene boyunca tekerlekli sandalyeye mahkûm olur. Ancak Singh, kolayca pes edecek biri değildir. Yeniden sahalara dönme motivasyonu ile önce iyileşir ve ardından oyundaki en iyiler arasına adını yazdırır.
Stan Smith’in Bir Şampiyona Dönüşme Hikâyesi
Stan Smith, çocukken profesyonel tenis müsabakalarında top toplayıcı olmak ister. Ancak yetkililer, onu koordinasyon yeteneği yetersiz biri olduğu için reddeder. Smith’in bir şampiyona dönüşme hikâyesi işte tam da bu noktada başlar. İlk olarak çok çalışıp profesyonel bir tenis oyuncusuna dönüşme hedefini gerçekleştirir. Ortalama bir oyuncu olmakla yetinmeyen Stan Smith, azimle çalışmaya devam eder ve bir yıldız haline gelir. Kariyeri boyunca Wimbledon, ABD Açık ve sekiz Davis Cup şampiyonluğu kazanır.
Dani Molina’yı Zaferlere Taşıyan Şampiyon Olma Motivasyonu
Madrid doğumlu Dani Molina, küçük yaşlardan itibaren sporla ilgilenir. Henüz üç yapındayken Gran Canaria’daki Metropol Yüzme Kulübü’nde hayranlık uyandıran kariyerinin başlangıcını yapar. Ancak 22 yaşına geldiğinde motosiklet sürerken kaza geçirir ve sağ bacağının dizden aşağısını kaybeder. Bu neden 14 ameliyat geçiren Molina’nın içinde yüzmeye geri dönme ateşi hiç sönmez. Bir yıllık iyileşme sürecinin ardından kendini hep daha iyisini yapmak için motive eder. Yüzmeye geri dönmekle kalmayıp 2004 Atina Paralimpik Olimpiyatları’na katılma hakkı elde eder. Hatta portföyüne su kayağını ve rüzgâr sörfünü ekleyip triatlonda bir şampiyonluk kazanır.
Wojdan Shakerkani ve Sarah Altar: Yapılamaz Denileni Başaran İki Kadın
Konu spor dünyasında motivasyon olduğunda Wojdan Shakerkani ve Sarah Altar’ı es geçmemek gerekir. Zira iki isim de hedeflerine ulaşmak konusunda geri adım atmayarak ülkelerinde kadın özgürlüğü konusundaki engelleri aşmayı başarır. Wojdan Shakerkani, 2012 Londra Olimpiyatları’nda Suudi Arabistan’ı judo dalında temsil eder. Sarah Altar ise aynı organizasyonda 800 metre yarışında boy gösterir. Üstelik gerek Shakerkani gerekse Altar katıldıkları tüm yarışlarda İslam kültürüne saygı nedeniyle başörtüsü takarak performanslarını kendi kapasiteleri doğrultusunda başarıyla sergiler.
Spor dünyasında motivasyon ve dikkat çekici başarı öyküleri temalı etkinliklerinizin içeriğini motivasyon konuşmacılarımızla zenginleştirmek için hemen Speaker Agency’nin uzman kadrosu ile iletişime geçin!