Sosyal medyada etki alanı yüksek ve kendi alanında fikir lideri konuşmacılar ile markaları dijital proje iş birlikleri ve marka elçilikleri kapsamında bir araya getirerek markaların iş sonuçlarına katkı sağlayan projeler geliştiriyoruz.
Esin Kasa ile Kuliste Buluşalım: Hülya Mutlu’yla Zülfiye Abla’dan Plaza İnsanına
Hülya Mutlu’nun Anadolu bilgeliği, sahne deneyimleri ve karakter yaratım süreciyle dolu ilham veren hikâyesini Esin Kasa ile "Kuliste Buluşalım" podcast serisinde keşfedin.
Esin Kasa, "Kuliste Buluşalım" podcast serisinin üçüncü bölümünde, sahnelerin ve iletişim dünyasının güçlü isimlerinden Hülya Mutlu’yu ağırlıyor. Hülya Mutlu, Anadolu’nun kadim bilgeliğini modern dünya ile harmanlayan benzersiz yaklaşımıyla dinleyicilere ilham veriyor.
Kendi potansiyelinizi keşfetmek ve ilham dolu bir mola vermek istiyorsanız, bu sohbet tam size göre deriz! Hülya Mutlu'nun enerjisi ve vizyonu, sadece dinlemekle kalmayacak, sizi harekete geçirecek.
Çocukluğundan meslek hayatına, kuaför salonunda şekillenen gözlem yeteneğinden sahne performansına kadar pek çok değerli detayı bu samimi sohbette öğreniyoruz. Hülya Mutlu’nun ilham verici yolculuğuna dair tüm detaylar bu yazıda sizi bekliyor!
Karakter Yaratımı: Zülfiye Abla’dan Plaza İnsanına İlham Veren Gözlemler
Hülya Mutlu, oluşturduğu sahici karakterlerle izleyicilerine yalnızca eğlenceli değil, aynı zamanda düşündürücü bir deneyim sunuyor. “Zülfiye Abla” ve “Plaza insanı Mert” gibi popüler karakterlerin yaratım süreci, Mutlu’nun yaşamında edindiği gözlemlere dayanıyor. Özellikle çocukluk yıllarında annesinin kuaför salonunda farklı insanları gözlemleme şansı, bu yaratıcı süreç için bir ilham kaynağı olmuş.
Mutlu’nun bu yıllarına bakıldığında kuaförde çalıştığı dönemlerde birbirinden farklı insanları tanıdığı söylenebilir. Annesinin kuaför salonunda geçirdiği zamanlarda aslında, sahne karakterlerinin temellerinin atıldığı anlaşılıyor. O zamanlar insanlar hakkında hikâyeler biriktirip bunların bugün sahnedeki personalarında hayat bulduğu anlaşılıyor.
Zülfiye Abla ve Plaza İnsanları
Zülfiye Abla: İş dünyasının ikiyüzlülüklerini ve paradokslarını açık yüreklilikle yansıtan bir karakter. Mutlu, bu karakterin neden bu kadar sevildiğini şöyle açıklıyor:
“Biz izahı olmayanın mizahını yapıyoruz. Zülfiye Abla, iş dünyasının o paradoksal hallerini o kadar içtenlikle yüzümüze vuruyor ki... İnsanlar gülerken farkındalık kazanıyor ve bu süreç şifalandırıyor.”
Plaza insanı Mert: Kendini daha “elit” bir sınıfa ait hissettirmek için sürekli İngilizce kelimeler kullanan ve Türkçe'yi yabancılaştıran bir beyaz yakalı figürü.
“Plaza insanı Mert. O da sürekli işte İngilizce kelimeler kullanan, Türkçe'ye olabildiğince yabancılaşmış, bunu yaparak kendini farklı bir sınıftanmış gibi göstermeye çalışan bir insan.”
Hülya Mutlu’nun bu gözlem gücü, hem Anadolu'nun kadim bilgeliğinden beslenen hem de modern dünyanın dinamiklerine eleştirel bir ayna tutan bir sahne diline dönüşüyor.
Hülya Mutlu’nun Sahneye İlk Adımı: Cesaretin ve Korkunun Dengesi
Hülya Mutlu, sahneye ilk adım attığı anı ve o süreçte yaşadığı duyguları paylaşırken cesaretin önemini vurguluyor. İlk sahne deneyimi, 2008 yılında bir devlet hastanesinin çalışanlarına yönelik yaptığı bir konuşmayla gerçekleşmiş. Arkadaşının hastalanması üzerine aniden sahneye çıkmak zorunda kalmış. Bu anı şöyle anlatıyor:
“İçimden öyle bir sevinç hissediyordum ki... Kendimi sahnede 20 senedir bu işi yapıyor gibi hissettim.”
Cesaretin Korkudan Daha Fazla Olduğu Anlar
Mutlu’nun bu cesaret dolu hikâyesi, korkuların üzerine gitmenin önemini gösteriyor. Bu bağlamda, bir paraşütçünün sözlerinden ilham aldığını da belirtiyor:
“Paraşütçüye ‘Korkmuyor musunuz?’ diye sorduğumda, ‘Tabii ki korkuyorum. Ama cesaretim korkumdan daima daha fazla,’ demişti. Bu söz benim için çok değerli.”
Sahneye çıkmadan önceki ritüelleri ve hazırlık süreçleri de sahneye olan profesyonel yaklaşımını yansıtıyor.
Zihinsel Hazırlık
“Sahnede kendimi hayal ederim. Performansımın çok iyi olacağını zihnimde canlandırırım; o performansın çok iyi olacağına dair zihnimde hep hayal kurarım, alkış seslerini duyarım. O anda seyircinin, izleyicinin acayip eğlendiğini, neşelendiğini gözümde böyle canlandırırım. O coşku bana sirayet eder.”
Ritüeller ve Nefes Çalışmaları
“Diğer ritüellere gelince mutlaka dualarımı ederim. Ondan sonra içtenlikle nefes çalışması yaparım bir 4-5 dakika.”
Hülya Mutlu’nun Hayatından İlham Veren Notlar
Kadim Bilgeliğin Gücü: Mutlu, Anadolu’dan gelen kadim bilgeliğin modern çağda ne kadar kıymetli olduğunu sıkça vurguluyor.
Ebeveynlerden Alınan İlham: Annesinin kuaför salonunda geçirdiği çocukluk, müşteri odaklılık gibi iş etiği anlayışını ona kazandırmış.“Annem de her seferinde müşteri geri çevrilmez derdi. Ve gerçekten onu o kadar içselleştirmişti ki… Şimdi beraber çalıştığımız için sen de belki onu fark ediyorsundur. Ben aşırı müşteri odaklıyımdır. Yani müşterim ne istiyorsa benim değerlerime de paralel olmak kaydıyla esnerim, değiştiririm. O boyuta girerim ve bunu kesinlikle esnaf kültüründen, annemden aldığımı düşünüyorum. Davete icabet edilmesi gerekir.”
Psikolojik Sermaye ve Dayanıklılık: Hülya Mutlu’nun, pandemi döneminde yazdığı kitabı "Bu Bir Yatırım Tavsiyesidir: Psikolojik Sermaye", bireylerin zorlu dönemlerden daha güçlü çıkmalarına yardımcı olmayı hedefliyor.
“Ben psikolojik sermaye kitabını yazarken insanların bu içinden geçtiği zor döneme eşlik etsin istedim. Yazarken de çoğunu kendime yazdım aslında. Çünkü hepimiz yara aldık ve bu bir pozitif psikoloji meselesi ve geleneksel psikoloji aslında hep hastalıklarla ve psikopatolojilerle ilgileniyor.”
Hülya Mutlu’nun Çocukluk Yılları: Kuaför Salonunda Başlayan Çeşitlilik Yolculuğu
Hülya Mutlu, çocukluk yıllarını Anadolu bilgeliği ile harmanlanmış bir ortamda geçirmiş. Malatya'da memur bir baba ve kuaför bir annenin çocuğu olarak büyüyen Mutlu, kuaför salonunda geçirdiği zamanların hayata bakışını nasıl şekillendirdiği podcastte çok net anlaşılıyor.
Çeşitliliği İçselleştiren Bir Çocukluk
Çeşitliliğin Erken Yaşlarda Keşfi: Kuaför salonunda farklı yaşlardan ve geçmişlerden gelen insanlarla vakit geçiren Mutlu, çeşitliliğin önemini çocukluk yıllarında öğrenmiş.
Kadın Girişimciliği: Hülya Mutlu, annesinin ve ailedeki diğer kadınların girişimci yapısını şu sözlerle anlatıyor:
“Ailemdeki kadınların tamamı kuafördü. Çok mücadeleci ve girişimciydiler.”
Atasözleri ve Hikayelerle Şekillenen Karakterler: Anadolu'nun zengin kültürel birikimi ile büyüyen Mutlu, annesinin salonunda dinlediği hikâyelerin bugünkü karakterlerine nasıl ilham verdiğini şu şekilde ifade ediyor:
“Bana diyorlar kisen bu kadar atasözünü nereden biliyorsun? Ben tabii çok meraklıyım özlü sözlere. Çok da dinliyordum. Hatta yine annemin şöyle bir yorumu vardı. ‘Ya öyle bir dinliyorsun ki ağzına ayırıp kalıyorsun ben utanıyorum' diyordu.Mesela gündüz onu kaydediyordum. Akşam eve gittiğimde direkt kullanmaya ve anlatmaya başlıyordum.”
Sahici Karakterlerin Temelleri
Hülya Mutlu, sahnede canlandırdığı Zülfiye Abla ve Plaza insanı gibi karakterlerin köklerini bu çeşitlilik içinde bulmuş. Özellikle Zülfiye Abla’nın, iş dünyasının ikiyüzlülüklerini mizahi bir dille anlatması, izleyiciler tarafından çok sevilmiş:
“Biz izahı olmayanın mizahını yapıyoruz.”
İnsanlar gülerken bir yandan da kendilerine dönüp bakma fırsatı buluyor diyebiliriz.
Anadolu’nun Kadim Bilgeliği ve Modern Hayatın Dengesi
Anadolu bilgeliği, Hülya Mutlu’nun hem hayatında hem de profesyonel kariyerinde önemli bir yere sahip. Modern dünyanın hızla tüketilen yenilikleri arasında Mutlu, köklere dönmenin ve geleneksel bilgeliği yaşamın bir parçası haline getirmenin önemini vurguluyor. Bu dengeyi şu sözlerle açıklıyor:
“Ben kadimde çok derin bir şifa olduğunu düşünüyorum. Bana iyi geldiğini net biliyorum. Anlatırken ve konuşurken ve gelen geri bildirimlerden insanların da buna ciddi şekilde ihtiyaç duyduğunu görüyorum. Dolayısıyla orada daima orayla bağlantıda kalmak ve daha fazla insana kendi keşfettiklerimi aktarmak çok iyi geliyor.”
Gülümseyerek Ciddi İşler Yapmak
Mutlu, sahne konuşmalarında ciddiyet ile mizahı dengelemenin önemine vurgu yapıyor. Profesyonel iş dünyasında dahi neşenin insanlara iyi geldiğini şu sözlerle ifade ediyor:
“Türk iş dünyasının bir problemi var: aşırı ciddiyet. Gülümseyerek de ciddi işler yapabiliriz. Ben bunu göstermeye çalışıyorum.”
Hülya Mutlu’dan İlham Verici Dersler
Hülya Mutlu’nun hayat hikâyesi ve sahne deneyimleri, modern dünyanın karmaşıklığı içinde yol bulmaya çalışan herkes için değerli ipuçları sunuyor:
Çeşitlilik ve Gözlem: Erken yaşlarda farklı insanları gözlemlemek, bireyin dünyayı anlamasını zenginleştirir.
Kadim Bilgelikten Yararlanmak: Geleneksel öğretiler, modern hayatın zorluklarını aşmada güçlü bir dayanak noktası olabilir.
Cesaret ve Korkunun Dengesi: Hülya Mutlu, korkunun üzerine giderek sahneye adım atmış ve bu süreçte cesaretin korkudan daha büyük bir güç olduğunu keşfetmiştir.
Müşteri Odaklılık: Annesinden öğrendiği “müşteri geri çevrilmez” anlayışı, iş hayatındaki başarısında önemli bir yer tutuyor.
Hayal Kurmanın Gücü: Sahneye çıkmadan önce izleyicilerin coşkusunu ve alkışlarını hayal etmek, performansını güçlendiren bir ritüel.
Psikolojik Sermaye ve Empati: Hülya Mutlu’dan İnsanı Güçlendiren Dersler
Psikolojik sermaye, bireyin yaşamda karşılaştığı zorluklara dayanıklılıkla yanıt vermesini sağlayan bir güç kaynağıdır. Hülya Mutlu, bu kavramın önemini ve empati ile olan ilişkisini kendi hayatından ve sahne deneyimlerinden örneklerle açıklıyor.
Psikolojik Sermayeyi Güçlendiren Adımlar
Mutlu, insanların psikolojik dayanıklılıklarını artırmak için şu adımları öneriyor:
Berrak Hedefler Belirlemek:“Yeni bir sene geliyor ve benliğin inşasında berrak hedefler çok önemlidir. Benliğini inşa edenin kimliğe ihtiyacı olması. Eğer benliğimizi inşa etmek istiyorsak şöyle kalem kağıdı alalım. Bir yarım gün kapanalım. Şöyle bir hedeflerle ilgili zihinleri berraklaştıralım.”
Rutinlere Bağlı Kalmak: Düzenli yürüyüş gibi aktivitelerin bireyin ruh haline olan olumlu etkisini şu sözlerle ifade ediyor:“Beş bin adım paslanmamak için, yedi bin adım yağlanmamak için, on bin adım iyi yaşlanmak için.”
Kendini Korumak: Mutlu, olumsuz bilgi akışından uzak durmanın önemine dikkat çekiyor:“Bana iyi gelmeyen mecralardan, özellikle Twitter gibi platformlardan kendimi korumaya çalışıyorum.”
Eğitim ve Öğrenmeye Odaklanmak: İşine odaklanmayı ve sürekli öğrenmeyi, bireyin hayatta canlı kalmasının en önemli yollarından biri olarak tanımlıyor. “Bana iyi gelmeyen mecralardan kendimi korumaya çalışıyorum.Başta Twitter gibi. Yani sürekli olumsuz informasyona maruz kalmak gerçekten çok olumsuz etkiliyor. Bu şekilde kendimi korumaya çalışıyorum. Beslenme kaynağım öğrenme ve öğretme. İşime odaklanmak benim açımdan psikolojik sermayemi de korumak açısından faydalı bir yer.”
Empati ve İletişimde Derinlik
Hülya Mutlu, empati kavramını yalnızca hissetmekle sınırlamıyor, eyleme geçmenin önemini vurguluyor. Ona göre empati, yalnızca “anlamaktan” ibaret değil; bireyin, karşı tarafın ihtiyacına yönelik bir eylemde bulunmasıyla tamamlanır.
“Empati kaynağını vicdandan alır. Ve çok uzun süreye yayılmıştır. Kısa süreli değildir. Ve içinde mutlaka bir eylem vardır. Ve o eylem karşı tarafın ihtiyacına uygun bir eylemdir.”
Empatinin günlük hayatta nasıl daha fazla uygulanabileceği konusunda da önerilerde bulunuyor:
Aktif Dinleme: Başkasını yargılamadan, bağlamını anlamaya çalışarak dinlemek empatiyi geliştirmenin ilk adımıdır.
Sanat ve Edebiyatla Bağ Kurma: Romanlar ve hikâyeler, farklı bakış açılarını keşfetme ve empatiyi artırma konusunda etkili araçlardır, empati ve sanat/edebiyat ile alakalı şöyle diyor:
“Sanatın bir şubesine başvurmak ya da edebiyatla ilgilenmek. Çünkü ne bileyim sen belki bir kitap okuyorsun. İşte orada Sabahattin Ali'nin içimizdeki şeytanından bir karakteri, becri karakterini anlıyorsun. Ve hayatın içinde de o karakteri gördüğünde ha diyorsun evet böyle insanlar da var. Onun için daha fazla insan tanımak, biraz kendi mahallemizden çıkmak ve bize benzemeyen insanların dünyasını anlamaya çalışmaya çok ihtiyacımız var. Ve şunu ayırt etmek de önemli. Şu an yaptığım şey gerçek bir empati mi? Yani bir eyleme geçtim mi? Karşı tarafa iyi gelecek bir ihtiyacını karşılayabildim mi? Empatiyi eylemlilik haliyle kol kola anlatıyorsun aslında.”