STEPHEN WILKES

Keynote & Konuşma

Konuşmacı Profili

Stephen Wilkes, teknolojinin ve zamanın süregelen halini kullanarak zamanın gündüzden geceye geçişini iki boyutlu fotoğrafta görüntüleyen bir fotoğrafçıdır. 

Steven Wilkes 1957’de New York’da doğmuştur. Syracuse University S.I. Newhouse School of Public Communications’da fotoğrafçılık bölümünü bitirmiştir. Whitman School of Management’dan 1980 yılında işletme dalında ön lisans almıştır.

1983 yılında New York’da stüdyosunu açtığından beri Steven Wilkes muazzam bir portfolyo oluşturmuş ve Amerika’nın ikonik fotoğrafçılarının arasında yerini almıştır. İmza attığı çalışmalar hem güzel sanatların hem de reklam ve tanıtım dünyasının alanına girmektedir. Ayrıca editoryal çalışmalar da yapmaktadır.  

Steven tarafından çekilen fotoğraflar George Eastman Müzesi, James A. Michener Sanat Müzesi, Houston Güzel Sanatlar Müzesi, Dow Jones Collection, Carl & Marilynn Thoma Art Foundation, Jewish Museum of NY, Library of Congress, Snite Museum of Art, The Historic New Orleans Collection, Museum of the City of New York, 9/11 Memorial Museum gibi çok sayıda müze ve galeride yer aldığı gibi özel koleksiyonların da parçası olmayı başarmıştır. Editoryal çalışmaları ise New York Times Magazine, Vanity Fair, Time, Fortune, National Geographic, Sports Illustrated gibi pek çok dergi ve yayın organının iç sayfaları veya kapaklarında yer almıştır. 

Steven Wilkes kariyerinin erken döneminden itibaren özellikle Çin Halk Cumhuriyeti ülke fotoğrafları, Kaliforniya Anayol 1 çevresi ve “Yanık Cisimler” serisi ile fotoğrafçılık alanında ne kadar iddialı olacağını göstermiştir. 

1998 yılında Ellis Adası’nın güneyine bir günlük bir iş gezisi için gitmiş ve bu yolculuk beş yıl sürecek bir fotoğrafçılık macerasının fitilini ateşlemiştir. Adanın uzun zamandır kullanımda olmayan ve Amerika’ya gelen göçmenlerin ilk karşılandığı nokta olan göçmen muayene koğuşları Steven için çalışma alanı haline gelmiştir. Çektiği fotoğraflar ve videolar sayesinde adanın güney kısmının restorasyonu için gereken 6 milyon dolarlık gelir edilmiştir. Bu fotoğraflar 2006 yılında Time dergisi bünyesinde Ellis Island: Ghosts of Freedom ismiyle kitap olarak basılmış ve yılın en iyi fotoğrafçılık kitaplarından biri olarak raflarda yerini almıştır. NPR ve CBS Sunday Morning yayın organları kitaptan söz etmişlerdir.

2000 yılında Epson Amerika, Steven Wilkes’dan ABD’nin yeni bin yıla girerkenki portresini yaratmasını isteyince ortaya “America in Detail” adlı efsanevi resimler ve New York, Chicago, Los Angeles, ve San Francisco’da sergilenen bir çalışma çıkmıştır.

‘Günden Geceye’ Steven Wilkes’in en gündem yaratan çalışması olarak 2009’da başlamıştır. Kent ve doğa manzaralarının epik bir geçidi olan resimler sabit bir fotoğraf makinesinin 30 saat boyunca insanların hayatından geçip giden ışığı ve etkilerini yakalamasıyla ortaya çıkmaktadır. Bu şekilde çekilmiş çok sayıda resmi tek bir resimde harmanlamak ve tek bir görsel haline getirmek için aylarca süren bir çalışma gerekmektedir. Koleksiyon genel olarak bu şekilde harmanlanmış çok sayıda görselden oluşmaktadır. ‘Günden Geceye’ onlarca yayın organında yer bulmuş ve National Geographic Society kurumu tarafından finansal destek almaya hak kazanmıştır. ABD ve Kanada’da benzer başka kurumlar tarafından da desteklenmiştir. 

‘Günden Geceye’ Şubat 2018’de The National Geographic Museum’da sergilenmiş, 2019 yılında ise TASCHEN tarafından kitaplaştırılmıştır. 

Steven Wilkes küresel iklim değişikliğine temas eden Katrina ve Sandy kasırgaları sırasında ve sonrasında çektiği fotoğraflarla bu güncel ve global soruna vurgu yapmıştır. Proje finansmanı Annenberg tarafından sağlanmıştır. 

New Orleans’da 2013 yılında Katrina kasırgasının etkilerini hatırlamak için yapılan etkinliklerde o dönemde Steven Wilkes tarafından çekilmiş görüntüler kullanılmış, benzer bir etkinlik Sandy kasırgası için de düzenlenmiştir. 

Wilkes’in ilk yönetmenlik denemesi olan belgesel filmi Jay Myself Kasım 2018’de New York Belgesel Filmler Festivalinde prömiyer yapmıştır. Film, büyük fotoğraf sanatçısı Jay Maisel’ın iç dünyasına ve eserlerine açıklık getirmektedir. 

2016’da TED Global etkinliğinde konuşmacı olarak yer alan Steven, ‘Günden Geceye’ serisine vurgu yapmış ve konuşması 1.8 milyon katılımcı tarafından izlenmiştir. Kanada’nın 150. kuruluş yıl  dönümüne ithafen 2017’de Kanada için bir ‘Günden Geceye’ çalışması gerçekleştirmiştir. 

Steven Wilkes çok sayıda ödüle layık görülmüş, pek çok kurum tarafından fahri derecelerle onurlandırılmıştır. Alfred Eisenstaedt Award for Magazine Photography, Photographer of the Year, (Adweek Magazine), Fine Art Photographer (2004 Lucie Award), TIME Magazine Top 10 Photographs 2012, Sony World Photography Professional Award 2012, Adobe Breakthrough Photography Award 2012 ve Prix Pictet, Consumption 2014 bunlardan sadece bazılarıdır. S.I. Newhouse School of Communications Yönetim Kurulu Üyeliği, Save Ellis Island Board of Directors, Direktörler Kurulu Üyeliği ve Goldring Arts Journalism Board Yönetim Kurulu Üyeliği bulunmaktadır.

Westport, Connecticut’da yaşayan ve çalışmalarını stüdyosunda sürdüren Steven Wilkes New York’da Bryce Wolkowitz Gallery tarafından, Los Angeles’da Fahey Klein Gallery tarafından, Santa Fe’de Monroe Gallery of Photography tarafından, Hollanda’da Artitled Contemporary tarafından ve Milano’da ProjectB Gallery tarafından temsil edilmektedir. 

Özel ve kişisel projelerini her zaman işinin en önemli kısmı olarak görmesine rağmen Steven Wilkes büyük firmaların reklam ve tanıtım kampanyalarında da yer almaktadır. Bu firmalardan bazıları şunlardır: Netflix, OppenheimerFunds, SAP, IBM, Capital One, The New Yorker, Johnson & Johnson, DHL, American Express, Nike, Sony, Verizon, IBM, AT&T, Rolex, Honda. 

“Fotoğrafı meydana getiren temel düşünce an’ı yakalamasıdır. Deklanşörün tek bir hareketi, zamanın küçük bir kesitini kalıcı hale getirir. Bu yönüyle fotoğraf o andan önce veya sonra meydana gelen şeylere sanki hiç olmamışlar gibi bir kimlik verir. Stephen Wilkes işte o sözünü ettiğimiz an üzerinde çalışan bir fotoğrafçı olmadığını, daha çok an’ların toplamı üzerine çalıştığını çektiği resimlerle ifade etmektedir. Belli bir noktada konuşlanıp, birbirinden kopuk an’ların o yerle ilgili hikayeyi oluşturacağı ana dek sabırla bekleyip görüntülerini almaktadır. Bu anlamda ortaya çıkan gerçeklik, bir ölçüde gayet sıradan ama aynı zamanda da vurucu bir etkiye sahiptir: Gündüz ve gece, bir arada. Bunlar kısa an’lar değildir artık. Birbiriyle çarpışan ve iç içe geçen dünya kadar an…” — Josh Sanburn, TIME Dergisi